Özkan: “YÖK’ten Kurtuluş Bayramı!”

Eğitim-Bir-Sen Yalova Şube Başkanı Yusuf Özkan yaptığı açıklamada, Türkiye’nin son çeyrek yüzyılında devletin ve toplumun ayağında bir pranga gibi, her türlü özgürlüğün, demokratikleşmenin, ilerleme, gelişme ve kalkınma hamlesinin önünde ayak bağı gibi duran YÖK’ün kuruluş gününün, “YÖK’ten kurtuluş gününe” dönüşmesinin tüm milletin arzusu olduğunu söyledi.

Özkan açıklamasında şunları söyledi: 'Dünya son 25 yılda büyük siyasi, ekonomik ve teknolojik değişimlere sahne oldu. Öyle ki bilimsel çalışmaların toplumların ve devletlerin hayatındaki rolünün tartışılmaz birinciliği, yaşadığımız çağın “bilgi çağı” diye anılması sonucunu getirdi. Bu süreçte halkımızın kıt kaynaklarına rağmen üniversite sayısı hızla arttı, öğrenci sayısı, öğretim üyesi sayısı kat kat arttı.

Ancak bir darbe dönemi kuruluşu olan YÖK’ün engelleyici, kısıtlayıcı, baskı uygulayıcı yapısı sebebiyle, üniversitelerimizde beklenen ve arzulanan bilimsel verimler üretilememiş, ve ülkemiz maalesef, son çeyrek yüzyılın gelişmelerinin yine ancak seyircisi olarak kalmıştır.
YÖK, milletimizin ve devletimizin ekonomik, teknolojik, kültürel vb. ihtiyaç ve beklentilerine cevap verecek çıktılar üretmeye göre programlanmadığı içindir ki, ordumuz silahta, çiftçimiz tohumda, sanayicimiz ekipmanda dışa bağımlılıktan son 25 yılda da kurtulamamıştır.
YÖK’ün antidemokratik tutumu, üniversitelerin gerek yönetimlerine, gerek öğretim kadrolarına ve öğrencilere ve hatta velilere uyguladığı psikolojik baskı, bu süreçte bilim adamlarımızın ve genç beyinlerimizin enerjisini adeta soğurmuş, ve atıl kalmasına yol açmıştır. Türkiye’de YÖK’ün temsil ettiği despotik zihniyet yüzünden artık bilim adamlarımızın ve öğrencilerimizin “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” değildir.

Temel insan haklarıyla kavgalı, milletimizin temel değerleriyle kavgalı, toplumun, devletin, kurumların talep ve beklentilerine kapalı, jakoben ve kökü dışarıda masonik örgütlenmelerin pençesine düşmüş, halkımızın kıt kaynaklarını denetimsiz ve şeffaflıktan uzak bir tarzda çarçur eden bu kurum, gerekli anayasa değişikliği yapılarak bir an önce feshedilmeli ve üniversitelerimiz özgürleştirilmelidir.
Özgür, büyük ve güçlü Türkiye, ancak özgür, demokratik bir üniversite örgütlenmesiyle mümkün olacaktır.