Yalova Ülkü Ocakları Başkanı Tuncay Dağ Türkçe'nin Yeniden Devlet Dili Oluşunun 728. yılı nedeniyle ve AİHM kararı ile ilgili basın açıklaması yayınladı. Dağ, yayınladığı açıklamada,
Haber Giriş Tarihi: 14.05.2005 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
yalovamiz.com
Yalova Ülkü Ocakları Başkanı Tuncay Dağ Türkçe'nin Yeniden Devlet Dili Oluşunun 728. yılı nedeniyle ve AİHM kararı ile ilgili basın açıklaması yayınladı.
Dağ, yayınladığı açıklamada, Dil; kişiler arasında duygu, düşünce ve inanç birliğini oluşturan, toplumsal yapıyı şekillendiren en güçlü ortak bağdır.” Dedi. Dil; toplumları millet yapan, toplumların kültürel ve milli birliklerini sağlayan özelliklerin başında geldiğini, Dil sayesinde toplumlar öz benliklerini koruyabilmekte, kültürlerini ve kendilerine has özelliklerini kuşaktan kuşağa aktarabilmektedirler.
Bir milletin milli duygularının oluşmasında, bu duyguların geniş kitlelere yayılmasında dil birinci derecede önemli olduğunu vurgulayan Dağ açıklamasını şöyle sürdürdü: “ Bugün maalesef ülkemizde bir takım insanlar milli hassasiyetlerimizle oynamakta, milli bütünlüğümüzü yıkıcı faaliyetlerin içine girmektedirler. Bu çirkin oyunlarını, güzel dilimiz üzerinden de gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Unutmamalı ki; bir millet dilini kaybetmişse, milli kimliğini, değerlerini, daha doğrusu her şeyini kaybetmiştir. Bugün dünyada, ne kadar inkâr edilse de, kültürler çatışması bütün hızı ve sıcaklığı ile yaşanmaktadır. Bu yüzden, milletlerin kültürlerini korumasının birinci şartı diline sahip çıkma bilincidir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Türk demek, Türkçe demektir” diyerek Milli dilin önemini vurgulamış “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” vasiyeti ile bizlere görevlerimizi hatırlatmıştır. Milletimize düşen görev, Türkçe’ye gereken önemi vermek; Türkçe konuşmaktan, Türkçe yazmaktan gurur duymaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Türkçe’yi yeniden devlet dilimiz haline getiren ve 13 Mayıs’ı tarihe Türkçe’nin en önemli günü olarak kaydeden Karamanoğlu Mehmet Bey’i rahmet ve minnetle anıyor, manevi huzurunda Türkçe gönüllüsü Türk milliyetçileri olarak karar ve azmimizden bir eksilme olmayacağını ilan ediyoruz.”
Öte yandan AHİM aldığı karar ile ilgili olarakta yazılı bir açıklama yapan Tuncay Dağ, AHİM’den çıkan karar bir kez daha göstermiştir ki, Avrupa'nın İnsan Hakları'ndan anladığı terörist haklarıdır.” dedi Bölücübaşının yeniden yargılanması demek Türk Devleti ve Milleti’nin iradesini hiçe saymak demek olduğunun altını çizen DAĞ “ Türk’ün sabrını sınamaya çalışan bölücübaşının dışarıdaki hamilerine ve yerli işbirlikçilerine Türk tarihine bakmalarını tavsiye ediyoruz. Yeniden yargılama kararı birçok açıdan önemlidir. Öncelikle Türk mahkemeleri bölücübaşını o günkü kanunlara göre idam cezasına çarptırmıştır.
Bugün ki kanunlarımızda idam cezası bulunmadığı için bölücübaşının cezası değişecektir. Böylece tarihe, bölücübaşının cezasında indirime gidildiği kaydı düşülecektir. Daha önemli bir diğer nokta Türk Milletinin huzurunun bozulmaya çalışılmasıdır. Yeniden yargılama sürecinin sancılı geçeceğini uman terörist hakları savunucusu Avrupa, bu süreçten Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin daha zayıflamış, iç tartışmalarla ilgili gündemlere boğulmuş halde çıkmasını istemekte ve bundan çıkar sağlamayı düşünmektedir. Üçüncü olarak; terörist hamisi Avrupa, fazla uzun sürmeyecek bir tarihte bölücübaşının cezaevinden çıkarılarak, Türkiye de siyaset yapmasını arzulamaktadır. Bu noktada bölücübaşının siyaset yapması için zemin hazırlamaya bugünden başlandığına dair bilgiler, bizim ve yüce milletimizin malumudur. Bağımsız Türk mahkemelerinin terör başı hakkında vermiş olduğu bu kararı adil bulmayanlar, Türkiye’deki PKK terörüne adeta yol göstermiş ve onları cesaretlendirmiştir. AİHM bu kararı ile bu olayı siyasallaştırmıştır. Avrupa’nın köhnemiş şark politikasının konu mankenleri olan bölücübaşı Apo gibi Türklük düşmanlarının sığınacağı bir maske, hüsnü zan sahiplerinin gözünde dahi kalmamıştır. Bu piyonların yeri hak ettikleri üzere ve bütün işbirlikçiler gibi tarihin çöplüğü olacaktır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yalova Ülkü Ocaklarından Basın Açıklaması
Yalova Ülkü Ocakları Başkanı Tuncay Dağ Türkçe'nin Yeniden Devlet Dili Oluşunun 728. yılı nedeniyle ve AİHM kararı ile ilgili basın açıklaması yayınladı. Dağ, yayınladığı açıklamada,
Yalova Ülkü Ocakları Başkanı Tuncay Dağ Türkçe'nin Yeniden Devlet Dili Oluşunun 728. yılı nedeniyle ve AİHM kararı ile ilgili basın açıklaması yayınladı.
Dağ, yayınladığı açıklamada, Dil; kişiler arasında duygu, düşünce ve inanç birliğini oluşturan, toplumsal yapıyı şekillendiren en güçlü ortak bağdır.” Dedi. Dil; toplumları millet yapan, toplumların kültürel ve milli birliklerini sağlayan özelliklerin başında geldiğini, Dil sayesinde toplumlar öz benliklerini koruyabilmekte, kültürlerini ve kendilerine has özelliklerini kuşaktan kuşağa aktarabilmektedirler.
Bir milletin milli duygularının oluşmasında, bu duyguların geniş kitlelere yayılmasında dil birinci derecede önemli olduğunu vurgulayan Dağ açıklamasını şöyle sürdürdü: “ Bugün maalesef ülkemizde bir takım insanlar milli hassasiyetlerimizle oynamakta, milli bütünlüğümüzü yıkıcı faaliyetlerin içine girmektedirler. Bu çirkin oyunlarını, güzel dilimiz üzerinden de gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Unutmamalı ki; bir millet dilini kaybetmişse, milli kimliğini, değerlerini, daha doğrusu her şeyini kaybetmiştir. Bugün dünyada, ne kadar inkâr edilse de, kültürler çatışması bütün hızı ve sıcaklığı ile yaşanmaktadır. Bu yüzden, milletlerin kültürlerini korumasının birinci şartı diline sahip çıkma bilincidir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Türk demek, Türkçe demektir” diyerek Milli dilin önemini vurgulamış “Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” vasiyeti ile bizlere görevlerimizi hatırlatmıştır. Milletimize düşen görev, Türkçe’ye gereken önemi vermek; Türkçe konuşmaktan, Türkçe yazmaktan gurur duymaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Türkçe’yi yeniden devlet dilimiz haline getiren ve 13 Mayıs’ı tarihe Türkçe’nin en önemli günü olarak kaydeden Karamanoğlu Mehmet Bey’i rahmet ve minnetle anıyor, manevi huzurunda Türkçe gönüllüsü Türk milliyetçileri olarak karar ve azmimizden bir eksilme olmayacağını ilan ediyoruz.”
Öte yandan AHİM aldığı karar ile ilgili olarakta yazılı bir açıklama yapan Tuncay Dağ, AHİM’den çıkan karar bir kez daha göstermiştir ki, Avrupa'nın İnsan Hakları'ndan anladığı terörist haklarıdır.” dedi Bölücübaşının yeniden yargılanması demek Türk Devleti ve Milleti’nin iradesini hiçe saymak demek olduğunun altını çizen DAĞ “ Türk’ün sabrını sınamaya çalışan bölücübaşının dışarıdaki hamilerine ve yerli işbirlikçilerine Türk tarihine bakmalarını tavsiye ediyoruz. Yeniden yargılama kararı birçok açıdan önemlidir. Öncelikle Türk mahkemeleri bölücübaşını o günkü kanunlara göre idam cezasına çarptırmıştır.
Bugün ki kanunlarımızda idam cezası bulunmadığı için bölücübaşının cezası değişecektir. Böylece tarihe, bölücübaşının cezasında indirime gidildiği kaydı düşülecektir. Daha önemli bir diğer nokta Türk Milletinin huzurunun bozulmaya çalışılmasıdır. Yeniden yargılama sürecinin sancılı geçeceğini uman terörist hakları savunucusu Avrupa, bu süreçten Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin daha zayıflamış, iç tartışmalarla ilgili gündemlere boğulmuş halde çıkmasını istemekte ve bundan çıkar sağlamayı düşünmektedir. Üçüncü olarak; terörist hamisi Avrupa, fazla uzun sürmeyecek bir tarihte bölücübaşının cezaevinden çıkarılarak, Türkiye de siyaset yapmasını arzulamaktadır. Bu noktada bölücübaşının siyaset yapması için zemin hazırlamaya bugünden başlandığına dair bilgiler, bizim ve yüce milletimizin malumudur. Bağımsız Türk mahkemelerinin terör başı hakkında vermiş olduğu bu kararı adil bulmayanlar, Türkiye’deki PKK terörüne adeta yol göstermiş ve onları cesaretlendirmiştir. AİHM bu kararı ile bu olayı siyasallaştırmıştır. Avrupa’nın köhnemiş şark politikasının konu mankenleri olan bölücübaşı Apo gibi Türklük düşmanlarının sığınacağı bir maske, hüsnü zan sahiplerinin gözünde dahi kalmamıştır. Bu piyonların yeri hak ettikleri üzere ve bütün işbirlikçiler gibi tarihin çöplüğü olacaktır.
En Çok Okunan Haberler