1984 yılında yıkılan Atatürk’ün oteli olarak adlandırılan Termal Büyük Otel’in yıkılış gerekçesi tartışmaları aradan geçen 20 yıl sonra yeniden alevlendi. Sitemizde yer alan habere açıklık getiren
Haber Giriş Tarihi: 20.06.2005 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
1984 yılında yıkılan Atatürk’ün oteli olarak adlandırılan Termal Büyük Otel’in yıkılış gerekçesi tartışmaları aradan geçen 20 yıl sonra yeniden alevlendi. Sitemizde yer alan habere açıklık getiren Belediye eski Başkanlarından Cengiz Koçal, Termal Otel’in “Korozyon”dan yıkıldığını öne sürdü. Gazeteci-Yazar Faruk Kırtay, Cengiz Koçal’a yanıt vermekte gecikmedi. Kırtay, Termal Otelin' “Korozyon” dan değil, “ İdeolojik Erozyon”dan yıkıldığını iddia etti.
Karşılıklı yorumların yapıldığı açıklamalar şöyle: Cengiz Koçal: “Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da Yalova halkının yanlış bilgilenmemesi açısından, bizzat benim de bir yüksek inşaat mühendisi olarak şahit olduğum ve hatta incelediğim Büyük Otel'le ilgili bildiklerimi ve tespitlerimi kamuoyuna açıklama ihtiyacını duydum.Şöyle ki; Doğrudur,12 Eylül Hükümeti tarafından bu tarihi bina ilk önce takviye amaçlı tamire alınmış, ihalesi yapılmış ve işe de başlanmıştı. Bu tamir aşamasında görülmüştür ki(keşke ihale yapılmadan, iyi tetkik edilip, tamirinin mümkün olmadığı saptanmış olsa idi); bütün kolonların, kirişlerin ve döşemelerin, kısacası kullanılmış bütün demirler son derece korozyona tabi olmuşlar ve kelimenin tam anlamı ile elle ovulduğunda dağılıyorlardı.(Kişisel kanaatim odur ki; bilhassa bodrum katındaki kaplıca banyo suları bu korozyonun oluşmasında büyük rol oynamıştır.) Bu paslanma demir kesitlerinin sadece dıştan bir iki milimlik kısımları değil, tüm demir kesitleri elle ovalanacak hale gelmiş ve en ufak bir çekme kuvvetini taşıyacak durumda değildi.Yıkılma kararı alınmadan önce bu tamir aşamasında Ankara'dan gelen teknik heyetle bu durumu gördüğümde, o binanın o güne kadar nasıl ayakta kaldığına hala daha şaşarım.Yani sözün kısası o binanın onarılması gerçekten mümkün değildi.Yıkım kararını veren veya müdahil olan bir kişi olmamama rağmen,olaya şahit olan bir kişi olarak bu açıklamayı yapma ihtiyacını duydum. İşin gerçeği budur.”
Faruk Kırtay: “Atatürk’ün isteği üzerine 1936 yılında Mimar Sedat Hakkı Eldem tarafından hazırlanan plana göre yapılan 4 katlı 90 odalı Termal Otel, 12 Eylül sonrası onarım gerekçesiyle iki kez kapatılmıştır. Daha sonra onarım yapıldıktan sonra yeniden açılmış ve daha sonra tekrar kapatılmıştır. Tüm bu gelişmeler 1981-1984 yılları arasında gerçekleşmiştir.Hatırlayın o yılları! O yıllarda Gökçedere’nin adı “ARAPKENT” olarak değiştirilmişti. Gökçedereliler bile kendi köylerine Arapkent ismini yakıştırmışlardı. Hatta buraya Arapkent adıyla da tabela çakılmıştı. Söz konusu yıllar içersinde burası Arapların akınına uğramış ve o yıllar içersinde siyasal İslam bölgemizde de ivme kazanmıştı. Bir kez daha hatırlatmak isterim. Otel yıkım kararı olmadan önce Arapların ve Ortadoğunun siyasi lideri Müslüman Kardeşler Terör Örgütünün ve Rabıta’nın Kurucu Muhammet Es-Savvaf işte bu yıllarda Yalova’ya gelmiş, bu otel’in hemen arkasına yer alarak kendisine villa yaptırmıştır. İşte kendisinin buraya yerleşmesinden sonra arap turist akınına uğramıştır Termal. Arap turistlerin akın ettiği Termal’de Pansiyonlarda ve hatta ev pansiyonlarında da yer kalmadığı bir dönemdir bu yıllar. Rabıta’nın kurucusu Gökçedereye yerleşmesinden sonra, Termal siyasilerin akınına uğramış, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hemen hemen herkesle burada görüşmeler yapılmış ve 06- plakalı araçlar Rabıta’nın kurucusunun evinin önünde kuyruklar oluşturmuştur. O yıllarda Gökçedere ve Yalova’daki ev pansiyonlarında yer yok iken, bölgede yılda 400 bin-500 bin konaklama yapılırken neden Termal Otel boş kalmıştır? Nedenini ben açıklayayım! Rabıta’nın emriyle... Atatürk’ü din düşmanı, şeriat karşıtı olarak gören Rabıta, deklarasyon yayınlamış, bu otelde kalanların birer kafir olacağını nerdeyse vurgulamıştır. Çünkü bu otelde Atatürk’ün izleri ve özel bir odası bulunmaktadır. O yıllarda Rabıta’nın kurucusu Muhammet Es Savvaf ile röportaj yapan tek Türk gazetecisiyim. Kendisiyle yaptığım röportaj ve Termal gerçeğini, Atatürk’ün Termal otelinin nasıl yıkıldığını resmi veri ve kaynaklarla açıkladığım “ Araplar bizim eve ne zaman Gelecek” adlı kitabımda ayrıntılı olarak bulabilirsiniz. Sonuç olarak; Atatürk’ün oteli Korozyon’dan değil Siyasi Erozyon’dan ötürü yıkılmıştır. Kaldı ki sizinde iddia ettiğiniz kaplıca sularının getirdiği Korozyon iddiasına katılmıyorum. Öyle olsaydı 2000 yıllık binalar neden kaplıcanın içinde olmasına rağmen Korozyona uğramamıştır. Son olarak; Ankara’daki Kocatepe Camii’nin Rabıta tarafından yapıldığını biliyor musunuz? Rabıta’nın o dönemler Yalova Kaymakamlığına başvuruda bulunarak hazine arazisi alıp orada bir camii yaptırdığını da biliyorsunuz sanırım. Bilmiyorsanız hemen hatırlatayım? Ankara Kocatepe Camii’nin yapım emri Termal’den Rabıta tarafından verilmiştir .Atatürk’ün Otelinin yıkım kararı da aksine Ankara’dan değil Yalova’dan verilmiştir. Tarihlerine bir bakın! Atatürk’ün Termal oteli’nin yıkım tarihi ile Kocatepe Caminin yapım tarihi arasında farkı görün.Duyarlı bir Yalovalı olarak bu gerçeği de kamuoyunun bilmesini istedim.”
Cengiz Koçal:” Sevgili Faruk, Bir gazeteci olarak, konuları araştırmak, incelemek ve icabında incelenen konu hakkında bilgi sahibi olanlardan malumat toplamak, gazeteciliğin temel ilkeleri olmalıdır.Termal Büyük Otel ile ilgili somut teknik bilgiler aktarmaya çalıştım. Bu bilgileri dahi tam değerlendirme yönüne gitmediğiniz anlaşılıyor. Şöyle ki: 1-Beton içindeki demirlerin korozyonuna uğraması, yani paslanması ile jeolojik olayların ilişkisini anlamakta güçlük çektim. 2- Bu paslanma olayını(demirlerin tümünün vasfını tamamen kaybedercesine bir paslanma) bizzat gözlerimle gördüğüm için, bu binanın onarılmak sureti ile sağlamlaştırılamayacağını, inşaat mühendisliği tahsili yapmış bir kişi olarak söylüyorum. Bunu kabul etmeyebilirsiniz. Ama kabul etmeme sebebini 2000 yıllık binaların hala daha ayakta durmasını gösteriyorsunuz. Şunu unutmayınız ki; o 2000 yıllık binalar betonarme binalar değiller. Yani o binalarda beton ve betonun içinde demirler yoktur.Buradan da betonarme binaların uzun ömürlü olamayacakları kanaatine varmayın lütfen. Kimyasal maddeler içeren kaplıca buharlarının betonun içine nüfus edip, demirleri yok edercesine paslanmaya karşı önlemlerin alınmamış olmasıdır, olaya sebep olan. 3-Bahsettiğiniz Arap şeyhinin Atatürk'le ilgili girişimleri hakkında bilgi sahibi değilim.O kişinin o yıllarda Gökçederede kaldığını ve hatta Gögçedere'den Akköy'e giden yol üzerinde bir ev yaptığını ben de biliyorum.Öyle anlaşılıyor ki; bu kişiyi araştırmışsınız ve belli bir kanaate varmışsınız. Bu konu siyasi bir konudur ve üzerinde yorum yapıla bilinir. İşin o yönünü detaylı bilmiyorum. O tarihlerde buna benzer duyumlar almıştım. O Arap şeyhi hakkına söylediklerinizi doğru olarak kabul etsem de; bu benim söylediklerimin, bilimsel verilere dayanarak söylenmiş olması, bu gerçeği değiştirmez. 4-Bu otelin 1984 yılına kadar iki defa tamir edilip, iki defa da açıldıktan sonra kapatıldığını söylüyorsunuz. Halbuki şunu çok iyi biliyorum ki; zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren 1985 yılında Yalova'ya geldiğinde oraya da gitmişti ve o bina takviye amaçlı onarılıyordu. Ben de zaten o aşamada bahsettiğim tespitlerimi yapmıştım.Yani o bina değil 1884 te, 1985 yılında dahi henüz yıklımamıştı. Bilgilerine..... Gözlerinden öperim. 19.06.2005 Cengiz Koçal.” Faruk Kırtay: “Sevgili ağabeyim, öncelikle sitemize, haberlerimize ilgi duyup bizlere yol gösterdiğiniz için teşekkür ederim. 1-Termal Otel -1981-1983 yılına iki kez onarım görmüştür. Otele o dönemler 500 milyon TL onarım harcanmıştır. 2- Kenan Evren Yalova’ya 1984 yılı Temmuz ayında gelmiştir. Yanında Turizm bakanı Mükerrem Taşçıoğlu ile birlikte Termal otele girip, incelemelerde bulunmuş, Bakana da şöyle seslenmiştir: “ Bu otelin mimarı özelliği nedir? Bize Selçuklulardan mı yoksa Osmanlılardan mı kaldı?.. Bu otel yıkılsın...( Turizm Bankası Bülteni .sayı 5, sayfa 8. yıl 1984) 3- Turizm Bankası Genel Müdürlüğü 2-7 1981 tarihinde, EPU/ 2331-A8714 sayı yazıyla ODTÜ’den Otelde inceleme yapılmasını istemiştir. Bu yazıdan sonra ODTÜ’den öğretim görevlileri Doç.Dr Tuğrul Tankut ve Prof.Dr. Turhan Erdoğan Termal otele gelerek yerinde incelemeler yapılmış ve 5 sayfadan oluşan raporda söz konusu korozyonda da söz edilmiştir. Doç.Dr Tuğrul Tankut ve Prof.Dr. Turhan Erdoğan (5 sayfalık elimde bulunan belgede) şu görüşlere yer vermiştir: Termal Otelin zemin katında daha sonradan yapıldığı görülen ana taşıyıcı sistemden bağımsız olan başka bir yapı tespit edilmiştir. Taşıyıcı yapıda kullanılan malzemeler ve donatı son derece yetersizdir. Betonun kolayca kırıldığı ( gradasyon) uygun olmadığı görülmüştür. Bazı yerlerde söz konusu binada betonun kolayca kırılacağı görülmüştür. Ayrıca termal Otel’de yeniden yerleştirilen elektrik donanımın geçirildiği yerlerde bir çok kolonun çok sakıncalı yerlerden kırıldığı görülmüştür... 4- 1982 yılında bu kez İTÜ’den Yalova’ya gelen bir heyet Otel’de incelemeler yapmış yine sayfalarca tutan rapora imza atan doç. Dr. İlhan Eren. Prof. İsmet Aka, binanın 1936 yılında teknik şartlara uygun olduğu, bugüne kadar Termal’de meydana gelen depremlerden dolayı yapıda hiçbir hasar olmadığı, otelin kısa bir süre içinde onarılıp, kullanılmaya devam edeceğini bu raporda belirtmiştir. 5- ODTÜ ve İTÜ’nün hazırladığı durum tespit raporundan sonra, son tespit raporunu hazırlayan komisyon üyeleri bir kez daha bir araya gelmiş ve nihai kararını vermiştir. 16.08,1982 gün ve tarihli Termal Otel son durum tespit raporu ve bu rapora imza atan kişiler şöyledir. Prof. Dr. İsmet Aka, İstanbul Kongre Sarayı İnşaatı ve İST. İnş. Baş kontrol Amiri Macit Bayer, İnş. Yük. Müh. Atilla Sayış, Mimar Hürkan Özlem’in imza attığı 2 sayfalık son durum tespit raporunda şu görüşler yer almıştır: a-) termal Otelin inşa edildiği zamanın teknik şartlarına uygun olduğu, bugüne kadar meydana gelen depremlerden ötürü hiçbir hasar olmadığı, otelin kısa bir süre içersinde onarılıp kullanılmaya devam edilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. b)Termal Otel’in mevcut yapısal karakterinin bozmadan yapılacak onarımın ve takviyelerle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kullanabileceğine kanaat ediyoruz. İş bu rapor tarafımızdan tanzim edip imzalanmıştır. 16.08,1982. İmza. Prof. Dr. İsmet Aka, Macit Bayer, İnş. Yük. Müh. Atilla Sayış, Mimar Hürkan Özlem İmzaların bulunduğu raporlara ayrıca iki madde daha sonradan eklenmiştir. c-) Termal Otelin halen görülebilin kusurlu ve hatalı taşıyıcı elemanlarının yapımının mevcut fleksbil karakterini bozmadan onarım ve takviyesi yapım sırasında çıkabilecek benzeri durumlarda da takviye ve onarıma gidilmek şartıyla yapının bu haliyle düşük emniyet sınırları içersinde kullanabileceği kaanattindeyiz. d)- Başlangıçta yapının taşıyıcı kısımlarında o anda tespit edilebilen hatalı ve korozyona maruz kısımların az bir onarımla yeterli olabileceği varsayımı ile kullanım fonksiyonları ve otelin vasfını yükseltici mimari tadilatlar ele alınmıştır. Onarım ve tadilat çalışmaları sırasında ortaya çıkmış olan taşıyıcı yapının kusurlu ve hatalı kısımlarının takviyesi suretiyle yapının günümüz deprem şartlarına uygun hale getirilemeyeceği ve de yakın gelecekte yapının yenilenme ihtiyacı nazara dikkat alındığında mevcut yapının bu günden yıkılarak yenisinin yapılması durumunda yatırım ekonomisi yönünden incelenmesinde fayda görüyoruz.... 6- Eklenen bu iki maddeye istinaden 27.05.1983 yılında Turban Genel müdürü Cafer canlı ve Turban Genel Müdür yardımcısı Murat Özgeç, söz konusu rapora dayanarak başbakanlık ve Genelkurmay başkanlığına, Turizm Bakanlığına aşağıdaki resmi yazıyı yazarak otelin yıkım kararını almıştır: Yazı şöyledir: ek. 2 Rapor. NTB/ mg.27/5 Tarih 27.05,1983 Yapının muhafaza mecburiyeti olmadığına göre 47 yıllık eski yapının emniyet açısından sahip olduğu riziko da dikkate alındığında günümüz şartlarına uygun yeni bir tesisin inşa edilmesinin mühendislik açısından çok yönlü olarak daha doğru olacağı, Bu hususlar dikkate alındığında mevcut termal Otel’in yıkılarak yeni bir otel binası inşa etmesinin daha yararlı olacağı bankamızın görüşü olarak sunulmaktadır. İmza. Turban Genel Müdürü Cafer Canlı ve Turban Genel Müdür yardımcısı Murat Özgeç Tarih 27.05.1983 Sonuç olarak; Sayın ağabeyim, bilime inanan biri olarak söylediklerinizi ciddiye almaktayım. Ancak o günün koşulları ve çelişkili raporlar da ortadadır. Ne dersiniz? Bir kez daha düşünmeye değer mi acaba!”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Termal Otel Neden Yıkıldı Tartışması ?
1984 yılında yıkılan Atatürk’ün oteli olarak adlandırılan Termal Büyük Otel’in yıkılış gerekçesi tartışmaları aradan geçen 20 yıl sonra yeniden alevlendi. Sitemizde yer alan habere açıklık getiren
1984 yılında yıkılan Atatürk’ün oteli olarak adlandırılan Termal Büyük Otel’in yıkılış gerekçesi tartışmaları aradan geçen 20 yıl sonra yeniden alevlendi. Sitemizde yer alan habere açıklık getiren Belediye eski Başkanlarından Cengiz Koçal, Termal Otel’in “Korozyon”dan yıkıldığını öne sürdü. Gazeteci-Yazar Faruk Kırtay, Cengiz Koçal’a yanıt vermekte gecikmedi. Kırtay, Termal Otelin' “Korozyon” dan değil, “ İdeolojik Erozyon”dan yıkıldığını iddia etti.
Karşılıklı yorumların yapıldığı açıklamalar şöyle:
Cengiz Koçal: “Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da Yalova halkının yanlış bilgilenmemesi açısından, bizzat benim de bir yüksek inşaat mühendisi olarak şahit olduğum ve hatta incelediğim Büyük Otel'le ilgili bildiklerimi ve tespitlerimi kamuoyuna açıklama ihtiyacını duydum.Şöyle ki; Doğrudur,12 Eylül Hükümeti tarafından bu tarihi bina ilk önce takviye amaçlı tamire alınmış, ihalesi yapılmış ve işe de başlanmıştı. Bu tamir aşamasında görülmüştür ki(keşke ihale yapılmadan, iyi tetkik edilip, tamirinin mümkün olmadığı saptanmış olsa idi); bütün kolonların, kirişlerin ve döşemelerin, kısacası kullanılmış bütün demirler son derece korozyona tabi olmuşlar ve kelimenin tam anlamı ile elle ovulduğunda dağılıyorlardı.(Kişisel kanaatim odur ki; bilhassa bodrum katındaki kaplıca banyo suları bu korozyonun oluşmasında büyük rol oynamıştır.) Bu paslanma demir kesitlerinin sadece dıştan bir iki milimlik kısımları değil, tüm demir kesitleri elle ovalanacak hale gelmiş ve en ufak bir çekme kuvvetini taşıyacak durumda değildi.Yıkılma kararı alınmadan önce bu tamir aşamasında Ankara'dan gelen teknik heyetle bu durumu gördüğümde, o binanın o güne kadar nasıl ayakta kaldığına hala daha şaşarım.Yani sözün kısası o binanın onarılması gerçekten mümkün değildi.Yıkım kararını veren veya müdahil olan bir kişi olmamama rağmen,olaya şahit olan bir kişi olarak bu açıklamayı yapma ihtiyacını duydum. İşin gerçeği budur.”
Faruk Kırtay: “Atatürk’ün isteği üzerine 1936 yılında Mimar Sedat Hakkı Eldem tarafından hazırlanan plana göre yapılan 4 katlı 90 odalı Termal Otel, 12 Eylül sonrası onarım gerekçesiyle iki kez kapatılmıştır. Daha sonra onarım yapıldıktan sonra yeniden açılmış ve daha sonra tekrar kapatılmıştır. Tüm bu gelişmeler 1981-1984 yılları arasında gerçekleşmiştir.Hatırlayın o yılları! O yıllarda Gökçedere’nin adı “ARAPKENT” olarak değiştirilmişti. Gökçedereliler bile kendi köylerine Arapkent ismini yakıştırmışlardı. Hatta buraya Arapkent adıyla da tabela çakılmıştı. Söz konusu yıllar içersinde burası Arapların akınına uğramış ve o yıllar içersinde siyasal İslam bölgemizde de ivme kazanmıştı. Bir kez daha hatırlatmak isterim. Otel yıkım kararı olmadan önce Arapların ve Ortadoğunun siyasi lideri Müslüman Kardeşler Terör Örgütünün ve Rabıta’nın Kurucu Muhammet Es-Savvaf işte bu yıllarda Yalova’ya gelmiş, bu otel’in hemen arkasına yer alarak kendisine villa yaptırmıştır. İşte kendisinin buraya yerleşmesinden sonra arap turist akınına uğramıştır Termal. Arap turistlerin akın ettiği Termal’de Pansiyonlarda ve hatta ev pansiyonlarında da yer kalmadığı bir dönemdir bu yıllar. Rabıta’nın kurucusu Gökçedereye yerleşmesinden sonra, Termal siyasilerin akınına uğramış, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hemen hemen herkesle burada görüşmeler yapılmış ve 06- plakalı araçlar Rabıta’nın kurucusunun evinin önünde kuyruklar oluşturmuştur. O yıllarda Gökçedere ve Yalova’daki ev pansiyonlarında yer yok iken, bölgede yılda 400 bin-500 bin konaklama yapılırken neden Termal Otel boş kalmıştır? Nedenini ben açıklayayım! Rabıta’nın emriyle... Atatürk’ü din düşmanı, şeriat karşıtı olarak gören Rabıta, deklarasyon yayınlamış, bu otelde kalanların birer kafir olacağını nerdeyse vurgulamıştır. Çünkü bu otelde Atatürk’ün izleri ve özel bir odası bulunmaktadır. O yıllarda Rabıta’nın kurucusu Muhammet Es Savvaf ile röportaj yapan tek Türk gazetecisiyim. Kendisiyle yaptığım röportaj ve Termal gerçeğini, Atatürk’ün Termal otelinin nasıl yıkıldığını resmi veri ve kaynaklarla açıkladığım “ Araplar bizim eve ne zaman Gelecek” adlı kitabımda ayrıntılı olarak bulabilirsiniz. Sonuç olarak; Atatürk’ün oteli Korozyon’dan değil Siyasi Erozyon’dan ötürü yıkılmıştır. Kaldı ki sizinde iddia ettiğiniz kaplıca sularının getirdiği Korozyon iddiasına katılmıyorum. Öyle olsaydı 2000 yıllık binalar neden kaplıcanın içinde olmasına rağmen Korozyona uğramamıştır. Son olarak; Ankara’daki Kocatepe Camii’nin Rabıta tarafından yapıldığını biliyor musunuz? Rabıta’nın o dönemler Yalova Kaymakamlığına başvuruda bulunarak hazine arazisi alıp orada bir camii yaptırdığını da biliyorsunuz sanırım. Bilmiyorsanız hemen hatırlatayım? Ankara Kocatepe Camii’nin yapım emri Termal’den Rabıta tarafından verilmiştir .Atatürk’ün Otelinin yıkım kararı da aksine Ankara’dan değil Yalova’dan verilmiştir. Tarihlerine bir bakın! Atatürk’ün Termal oteli’nin yıkım tarihi ile Kocatepe Caminin yapım tarihi arasında farkı görün.Duyarlı bir Yalovalı olarak bu gerçeği de kamuoyunun bilmesini istedim.”
Cengiz Koçal:” Sevgili Faruk, Bir gazeteci olarak, konuları araştırmak, incelemek ve icabında incelenen konu hakkında bilgi sahibi olanlardan malumat toplamak, gazeteciliğin temel ilkeleri olmalıdır.Termal Büyük Otel ile ilgili somut teknik bilgiler aktarmaya çalıştım. Bu bilgileri dahi tam değerlendirme yönüne gitmediğiniz anlaşılıyor. Şöyle ki:
1-Beton içindeki demirlerin korozyonuna uğraması, yani paslanması ile jeolojik olayların ilişkisini anlamakta güçlük çektim.
2- Bu paslanma olayını(demirlerin tümünün vasfını tamamen kaybedercesine bir paslanma) bizzat gözlerimle gördüğüm için, bu binanın onarılmak sureti ile sağlamlaştırılamayacağını, inşaat mühendisliği tahsili yapmış bir kişi olarak söylüyorum. Bunu kabul etmeyebilirsiniz. Ama kabul etmeme sebebini 2000 yıllık binaların hala daha ayakta durmasını gösteriyorsunuz. Şunu unutmayınız ki; o 2000 yıllık binalar betonarme binalar değiller. Yani o binalarda beton ve betonun içinde demirler yoktur.Buradan da betonarme binaların uzun ömürlü olamayacakları kanaatine varmayın lütfen. Kimyasal maddeler içeren kaplıca buharlarının betonun içine nüfus edip, demirleri yok edercesine paslanmaya karşı önlemlerin alınmamış olmasıdır, olaya sebep olan.
3-Bahsettiğiniz Arap şeyhinin Atatürk'le ilgili girişimleri hakkında bilgi sahibi değilim.O kişinin o yıllarda Gökçederede kaldığını ve hatta Gögçedere'den Akköy'e giden yol üzerinde bir ev yaptığını ben de biliyorum.Öyle anlaşılıyor ki; bu kişiyi araştırmışsınız ve belli bir kanaate varmışsınız. Bu konu siyasi bir konudur ve üzerinde yorum yapıla bilinir. İşin o yönünü detaylı bilmiyorum. O tarihlerde buna benzer duyumlar almıştım. O Arap şeyhi hakkına söylediklerinizi doğru olarak kabul etsem de; bu benim söylediklerimin, bilimsel verilere dayanarak söylenmiş olması, bu gerçeği değiştirmez.
4-Bu otelin 1984 yılına kadar iki defa tamir edilip, iki defa da açıldıktan sonra kapatıldığını söylüyorsunuz. Halbuki şunu çok iyi biliyorum ki; zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren 1985 yılında Yalova'ya geldiğinde oraya da gitmişti ve o bina takviye amaçlı onarılıyordu. Ben de zaten o aşamada bahsettiğim tespitlerimi yapmıştım.Yani o bina değil 1884 te, 1985 yılında dahi henüz yıklımamıştı. Bilgilerine..... Gözlerinden öperim. 19.06.2005 Cengiz Koçal.”
Faruk Kırtay: “Sevgili ağabeyim, öncelikle sitemize, haberlerimize ilgi duyup bizlere yol gösterdiğiniz için teşekkür ederim.
1-Termal Otel -1981-1983 yılına iki kez onarım görmüştür. Otele o dönemler 500 milyon TL onarım harcanmıştır.
2- Kenan Evren Yalova’ya 1984 yılı Temmuz ayında gelmiştir. Yanında Turizm bakanı Mükerrem Taşçıoğlu ile birlikte Termal otele girip, incelemelerde bulunmuş, Bakana da şöyle seslenmiştir: “ Bu otelin mimarı özelliği nedir? Bize Selçuklulardan mı yoksa Osmanlılardan mı kaldı?.. Bu otel yıkılsın...( Turizm Bankası Bülteni .sayı 5, sayfa 8. yıl 1984)
3- Turizm Bankası Genel Müdürlüğü 2-7 1981 tarihinde, EPU/ 2331-A8714 sayı yazıyla ODTÜ’den Otelde inceleme yapılmasını istemiştir. Bu yazıdan sonra ODTÜ’den öğretim görevlileri Doç.Dr Tuğrul Tankut ve Prof.Dr. Turhan Erdoğan Termal otele gelerek yerinde incelemeler yapılmış ve 5 sayfadan oluşan raporda söz konusu korozyonda da söz edilmiştir. Doç.Dr Tuğrul Tankut ve Prof.Dr. Turhan Erdoğan (5 sayfalık elimde bulunan belgede) şu görüşlere yer vermiştir: Termal Otelin zemin katında daha sonradan yapıldığı görülen ana taşıyıcı sistemden bağımsız olan başka bir yapı tespit edilmiştir. Taşıyıcı yapıda kullanılan malzemeler ve donatı son derece yetersizdir. Betonun kolayca kırıldığı ( gradasyon) uygun olmadığı görülmüştür. Bazı yerlerde söz konusu binada betonun kolayca kırılacağı görülmüştür. Ayrıca termal Otel’de yeniden yerleştirilen elektrik donanımın geçirildiği yerlerde bir çok kolonun çok sakıncalı yerlerden kırıldığı görülmüştür...
4- 1982 yılında bu kez İTÜ’den Yalova’ya gelen bir heyet Otel’de incelemeler yapmış yine sayfalarca tutan rapora imza atan doç. Dr. İlhan Eren. Prof. İsmet Aka, binanın 1936 yılında teknik şartlara uygun olduğu, bugüne kadar Termal’de meydana gelen depremlerden dolayı yapıda hiçbir hasar olmadığı, otelin kısa bir süre içinde onarılıp, kullanılmaya devam edeceğini bu raporda belirtmiştir.
5- ODTÜ ve İTÜ’nün hazırladığı durum tespit raporundan sonra, son tespit raporunu hazırlayan komisyon üyeleri bir kez daha bir araya gelmiş ve nihai kararını vermiştir. 16.08,1982 gün ve tarihli Termal Otel son durum tespit raporu ve bu rapora imza atan kişiler şöyledir. Prof. Dr. İsmet Aka, İstanbul Kongre Sarayı İnşaatı ve İST. İnş. Baş kontrol Amiri Macit Bayer, İnş. Yük. Müh. Atilla Sayış, Mimar Hürkan Özlem’in imza attığı 2 sayfalık son durum tespit raporunda şu görüşler yer almıştır:
a-) termal Otelin inşa edildiği zamanın teknik şartlarına uygun olduğu, bugüne kadar meydana gelen depremlerden ötürü hiçbir hasar olmadığı, otelin kısa bir süre içersinde onarılıp kullanılmaya devam edilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
b)Termal Otel’in mevcut yapısal karakterinin bozmadan yapılacak onarımın ve takviyelerle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kullanabileceğine kanaat ediyoruz. İş bu rapor tarafımızdan tanzim edip imzalanmıştır. 16.08,1982. İmza. Prof. Dr. İsmet Aka, Macit Bayer, İnş. Yük. Müh. Atilla Sayış, Mimar Hürkan Özlem
İmzaların bulunduğu raporlara ayrıca iki madde daha sonradan eklenmiştir.
c-) Termal Otelin halen görülebilin kusurlu ve hatalı taşıyıcı elemanlarının yapımının mevcut fleksbil karakterini bozmadan onarım ve takviyesi yapım sırasında çıkabilecek benzeri durumlarda da takviye ve onarıma gidilmek şartıyla yapının bu haliyle düşük emniyet sınırları içersinde kullanabileceği kaanattindeyiz.
d)- Başlangıçta yapının taşıyıcı kısımlarında o anda tespit edilebilen hatalı ve korozyona maruz kısımların az bir onarımla yeterli olabileceği varsayımı ile kullanım fonksiyonları ve otelin vasfını yükseltici mimari tadilatlar ele alınmıştır. Onarım ve tadilat çalışmaları sırasında ortaya çıkmış olan taşıyıcı yapının kusurlu ve hatalı kısımlarının takviyesi suretiyle yapının günümüz deprem şartlarına uygun hale getirilemeyeceği ve de yakın gelecekte yapının yenilenme ihtiyacı nazara dikkat alındığında mevcut yapının bu günden yıkılarak yenisinin yapılması durumunda yatırım ekonomisi yönünden incelenmesinde fayda görüyoruz....
6- Eklenen bu iki maddeye istinaden 27.05.1983 yılında Turban Genel müdürü Cafer canlı ve Turban Genel Müdür yardımcısı Murat Özgeç, söz konusu rapora dayanarak başbakanlık ve Genelkurmay başkanlığına, Turizm Bakanlığına aşağıdaki resmi yazıyı yazarak otelin yıkım kararını almıştır: Yazı şöyledir: ek. 2 Rapor. NTB/ mg.27/5 Tarih 27.05,1983 Yapının muhafaza mecburiyeti olmadığına göre 47 yıllık eski yapının emniyet açısından sahip olduğu riziko da dikkate alındığında günümüz şartlarına uygun yeni bir tesisin inşa edilmesinin mühendislik açısından çok yönlü olarak daha doğru olacağı, Bu hususlar dikkate alındığında mevcut termal Otel’in yıkılarak yeni bir otel binası inşa etmesinin daha yararlı olacağı bankamızın görüşü olarak sunulmaktadır. İmza. Turban Genel Müdürü Cafer Canlı ve Turban Genel Müdür yardımcısı Murat Özgeç Tarih 27.05.1983 Sonuç olarak; Sayın ağabeyim, bilime inanan biri olarak söylediklerinizi ciddiye almaktayım. Ancak o günün koşulları ve çelişkili raporlar da ortadadır. Ne dersiniz? Bir kez daha düşünmeye değer mi acaba!”
En Çok Okunan Haberler