Bilal Erdoğan’a “İnce” Bir Mektup!

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan mektup göndererek” Başbakanın oğlu olmanızdan ötürü çok şanslısınız. Sanırım, benim arkadaş grubum olan öğretmenler, esnaflar, şoförler, doktorlar, muhasebeciler, avukatlar yeterince yetenekli değiller. Babanızın sizi çok seven arkadaşlarının olması konusunda gerçekten çok şanslısınız” dedi.
İnce’nin mektubunun tam metni şöyle:

“Sayın Bilal ERDOĞAN,
Son günlerde basından öğrendiğim kadarıyla, Grup Başkanvekilimiz Sayın Kemal ANADOL’a bir mektup yazmışsınız. “Yüz binlerce genç arasında ben şanslı azınlıktayım.” Tezini işleyerek sanırım II. Mağdur ERDOĞAN rolünü benimsetmek istemişsiniz. Öncelikle belirtmeliyim ki, Grup Başkanvekili, parlamentoda Genel Başkan’ın vekilidir. Yani Sayın ANADOL sizin muhatabınız olamaz. Olsa olsa babanızın muhatabı olur. Bu yüzden size yanıt vermemesini çok doğal karşılıyorum. Ben de, bir milletvekili olarak babanızın partisine mensup milletvekillerinin muhatabıyım. Ancak bu ülkede yıllarca öğretmenlik yapmış birisi olarak, kendisini mağdur hisseden her gence yardım etmek ve onları muhatap kabul etmek zorunda olduğumu düşünüyorum.

Sayın ERDOĞAN,
Bu ülkenin ortaöğretim kurumlarında 3.039.449 öğrenci okumaktadır. Bunların 1.102.394’ü Mesleki ve Teknik Liselerde okumaktadır. İmam Hatiplilerin sayısı ise yalnızca 97.000’dir. Endüstri Meslek Lisesinin Elektrik Bölümünde okuyan bir genç Elektrik Mühendisi olamıyor, Bilgisayar Bölümde okuyan bir genç Bilgisayar Mühendisi olamıyor, Ticaret Lisesinde okuyan İşletme ve İktisat Bölümlerine giremiyor. İmam Hatip Lisesinde okuyanlar Din Kültürü öğretmenliğine ve İlahiyat Fakültesine girerken ek puan aldığı halde nasıl mağdur oluyor, anlayabilmiş değilim. Endüstri meslek Lisesinin Bilgisayar Bölümünde okuyan öğrencinin Tıp Fakültesine ya da Hukuk Fakültesine girmek gibi bir derdi yok. Sadece Bilgisayar Mühendisi olmak istiyor. Makine Bölümünde okuyan ise, Makine Mühendisi olmak istiyor. Bu gençler gerçekten mağdur. Siz ise, hepsini istiyorsunuz. Tümünü isteyip, alamamanın bir mağduriyet olmadığını düşünüyorum.

Ayrıca Türkiye’de ÖSS’ye girip de başarılı olduğunuz halde, yani iyi bir üniversiteyi kazanacak puan almanıza karşın, katsayı problemi nedeniyle üniversiteye yerleştirilmediğinizi ise hiçbir yerde duymadım.Bu ülkede öğretmenlik yapmış birisi olarak, size bir ağabey tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Eski Milli Eğitim Bakanlarından Hasan Ali Yücel, yanlış anlaşılır gerekçesiyle oğlu Can YÜCEL’i yurtdışına göndermemiş, onun yerine bugün yakından tanıdığımız, Prof. Gazi YAŞARGİL’i göndermiştir. Bu bir anlayış sorunudur. 59’uncu Hükümetin Bakanlar Kurulu’nda görev yapan değerli bakanların 20’li yaşlardaki ticari zekaları çok parlak çocuklarını yakından izliyorum.

Ancak sizin mağduriyetiniz, inanın gözlerimi yaşarttı. Kendinizi “şanslı” hissediyorsunuz. Bu şansınız, Allah’ın size açtığı yeni bir kapıdan mı kaynaklanıyor, yoksa babanızın konumundan mı, bunu hiç düşündünüz mü?

Sayın Erdoğan,
Sizin babanızla ben, hemen hemen aynı maaşı almaktayız. Bilindiği üzere, Başbakanla Milletvekili arasında ciddi bir maaş farkı yoktur. Bu ülkede insanlar 300 milyon lira ile geçinirken, bizlere ödenen para aslında oldukça yüksektir. Ancak siyasetin kendine özgü harcamalarının olduğu ise, ayrı bir gerçektir. Geçen yıl, oğlum ÖSS’ye girdiğinde Bilkent Üniversitesini tercih etmek istediğini söyledi. Verdiğim yanıt şu olmuştu: Benim bir tek çocuğum var, seni en iyi yerde okutmak isterim. Ancak Bilkent 5 yıl, yarın erken seçim olur da kazanamazsam yıllık 8.000 $’ı ödeyemem. Bu nedenle devlet üniversitesine gideceksin. Oğlum da öyle yaptı ve şu anda İzmir’de devlet üniversitesinde okuyor.

Sizin babanızın ise üç çocuğunu Amerika’da okutması gerçekten takdire şayandır. Sanırım, benim arkadaş grubum olan öğretmenler, esnaflar, şoförler, doktorlar, muhasebeciler, avukatlar yeterince yetenekli değiller. Babanızın sizi çok seven arkadaşlarının olması konusunda gerçekten çok şanslısınız. Sizin önereceğiniz bir TV kanalında, sizin önereceğiniz gün ve saatte bu konuyu sizinle tartışmaktan mutlu olurum. Televizyonlar bizimle ilgilenmediğinde açıkçası, mağdur olduğunuz takdirde değerli babanızın yardımları ile bu sorunu aşacağımıza inanıyorum.

Yanıtınızı bekliyor, selam ve saygılarımı sunuyor, gözlerinizden öpüyorum.