
Kurul adına açıklama yapan TEMA Yalova temsilcisi Faruk Tezcan, "Bir ormana baktığında sadece odun gören insanlar orman hakkında yorum yapmamalıdır" dedi. TEMA Yalova İl Temsilciliği 2013 yılının ilk yönetim kurulu toplantısını yaparak şehrin önemli gündem maddelerini masaya yatırdı. Şehrin %60'ının ormanlarla kaplı olmasının Yalova açısından büyük bir avantaj olduğu görüşünde birleşilen toplantıda ormanların her ne sebeple olursa olsun tartışma konusu yapılmaması istendi. Kurul adına açıklama yapan TEMA Başkanı Faruk Tezcan şu şekilde konuştu; "Yalova Ormanları Yalova için bir fırsattır. Yalova ormanları sadece Yalova insanı için değil Yalova’yı çevreleye şehirlerde yaşayan insanlar için de önem taşımaktadır. Çevresi büyük kentlerle çevrili, bu kentler arasında kısmen bakir kalabilmiş bir bölgedir şehrimiz. Yalova korunmuş doğa zenginliğini geleceğe taşıyabildiği ölçüde bir özgün şehir haline gelebilecektir. Yalova korunmuş doğasıyla kendine özgü bir kimlik oluşturabilecek bir potansiyele sahiptir.Yalova’da ne yazık ki, şehrin önemli bir özelliği olduğunu düşündüğümüz orman varlığı bile, tartışma konusu haline getirilmeye çalışılmaktadır. Ağacı sadece odun hammaddesi olarak görmek büyük bir cahilliktir. Bir ormana baktığında sadece odun gören insanlar orman hakkında yorum yapmamalıdır.Ekosisteme Müdahale Hakkımız YokturBir bölgenin doğal bitki örtüsüne yapılacak olur olmaz müdahaleler felaketlere sebep olabilmektedir. Her yörenin bitki örtüsü tabiatın binlerce yılda oluşturduğu bir dengenin eseridir. O yörenin bitkisi olmayan bir türün bitkilendirmede kullanılması diğer türleri de silsileli olarak etkileyecektir.Yalova’da çeşitli bölgelerde ıhlamur, meşe, kayın ve kestane türü ağaçların yoğunlaştığı bilinmektedir. Bu türlere bağımlı olarak yaşayan başka alt türler vardır. Siz eğer meşelik bir orman arazisini beğenmeyip buraya örneğin fıstık çamı dikmeye kalkışırsanız, meşeye bağımlı yaşayan hayvan varlığının o bölgeden çekilmesine, o hayvan varlığının çekilmesiyle de başka türlerin de yok olmasına neden olursunuz.Yalova ormanları ekonomiye çok önemli katkılar sağlamaktadır. Ihlamurun tıbbi bitki olarak da kullanıldığını ve köylüye gelir de getiren bir ağaç olduğunu hepimiz biliriz. Yalova ormanlarında özellikle ıhlamur ve kestane ağaçlarının bulunduğu bölgelerde yoğun arıcılık ve bal üretimi yapılmaktadır. Üstelik Yalova ormanları, Orman Müdürlüğü girişimleriyle ‘Model Orman Ağı’ kapsamına alınmış ve bu kapsamda Yalova ormanlarında, yerel halkın ekonomisine katkı sağlayacak çok önemli çalışmalar sürdürülmektedir.Orman Yoksa Yalova'da Turizmden Bahsedilebilir Mi?Yalova ormanlarının önemini artıran çeşitli projeler eko-turizmin geliştirilmesi ile ilgili olarak da yürütülmektedir. Özellikle İstanbul’un Yalova’ya yakınlığı, hâlihazırda birçok doğaseverin hafta sonları yakın bölgelere akın etmesi, Yalova’nın doğa turizminde özgün bir şehir olabilme potansiyelini ortaya koymaktadır.Yalova'ya Suyu Nereden GetireceğizOrmanların aynı zamanda su kaynaklarımızı barındırdığını da unutmamak gerekiyor. Yalova ormanları, bu ormanlarda akan derelerin arka planını oluşturmaktadır. Bu derelerden kimisi Hersek Ovası’ndaki taban suyunu beslemekte, kimisi Gökçedere ve Ortaburun göletlerini beslemektedir. Yerel basında her yıl ‘Barajda bir aylık’ ya da ‘iki aylık su kaldı’ benzeri haberleri görüyoruz. Gelecekte de insanımızın artan nüfusa paralel olarak daha fazla temiz suya ihtiyaç duyacağını unutmayalım.Ormanların, bizlere daha ilkokulda iken öğretilen ve saymakla bitmeyecek olan yararlarının, bugün kentimizdeki bazı meslek kuruluşu temsilcilerininin akla zarar açıklamaları ile tartışılır hale getirilmiş olması düşündürücüdür.Yalova'da Yaşayanlar Ormanların Önemini Daha İyi AnlamalıBir kısım çevrelerin dizginsiz menfaat hesaplarına karşı Yalovamızın doğasının kararlılıkla korunması için tavır almak, bu kentte yaşayan her bireyin savsaklanamaz bir görevi ve yükümlülüğüdür.Varlığıyla öğündüğümüz ormanlarımızı değersizmiş gibi göstermek isteyenleri Allahın yarattığı bu muhteşem ekolojik sisteme karşı daha saygılı olmaya davet ediyoruz. Unutmasınlar ki onlarda bu sistem içinde hayatlarını sürdürmektedirler"