
Kentsel dönüşümün hız kazanması ve olası bir afet öncesi yapılacak çalışmaları hızlandırılmasına katkı sunmak amacıyla bir proje geliştirildi. Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Fahri Apaydın başkanlığında Yalova Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve AFAD Yalova İl Müdürlüğü ile birlikte hazırlanan, “Her Binaya Kimlik Karı Projesi” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da kabul edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise projenin 2021 yılı itibarı ile tüm ülkede uygulanmaya başlanacağını duyurdu.
Konuyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Fahri Apaydın, “Hazırladığımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduğumuz proje bakanlık tarafından onaylandı. Önümüzdeki yıldan itibaren de tüm yurtta uygulamaya sokulacağı bizzat bakanımız Murat Kurum tarafından açıklandı. Projenin insanların daha bilinçli konut tercihinde bulunmasına ve buna bağlı olarak da daha güvenli konutlarda yaşamayı tercih etmelerine katkıda bulunacağına inanıyoruz. Bütün binaların girişine ‘bina kimlik kartının’ konması kentsel dönüşümü de hızlandıracaktır. Bina kimlik kartlarında tüketicilerin ihtiyaç duyacakları her türlü bilgi yer alacak. Bu uygulama Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Beyannamesi’nin de bir gereği aslında. Türkiye tarafından da imzalanan beyannamede tüketicilerin kullandıkları ürünlerle ilgili bilgilenme hakları güvence altına alınmaktadır. Nasıl ki bir peynir alırken tüketici peynirin nerede üretildiği, kimin tarafında üretildi, üretim tarihi, içeriği, son kullanma tarihi gibi konularda tüketiciler bilgilenmekte bir ürün olan konutlarla ilgili de tüketicilerin benzer konularda bilgilenme haklarının kullandırılmasının devletin bir sorumluluğudur. İnsanların konutların üretim tarihi, son kullanma tarihi, içinde kullanılan demirin miktarı, betonun kalitesi, binayı yapan müteahhitti, civarında risk teşkil eden binanın olup olmadığı, zeminin özelliği ve binanın depreme karşı dayanıklılığı gibi konularında bilgilendirilmesi gereklidir. Devlet nasıl bozuk eti sattırmıyorsa depreme karşı dayanıksız olan konutların da satışının ya da kiraya verilmesini önlemelidir. Ayrıca tüketicilerin kullandıkları binalarla ilgili bilgilendirilmelerinde daha ileri teknoloji de kullanılmalıdır. Geliştirilecek bir akıllı telefon uygulaması ile tüketicilerin kullanacakları binaları sorgulayarak depreme karşı güvenli olup olmadığını öğrenebilmelerinin sağlanabilecek” dedi.