Bir Zamanların düşler kasabası olan Yalova'yı geri getirmek elbet mümkün değil. Ancak yine de sizleri yıllar öncesine götürüp, çocukluğumuzun geçtiği, herkesin dostça, kardeşçe yaşadığı o günleri anımsatmak istedim
1998 Yılında yayınladığım ' Dünden Bugüne Şiirlerle Yalova' adlı şiir kitabımda yer alan Bir Zamanların Yalovası ile sizleri başbaşa bırakmak istiyorum
Bir Zamanlar Yalova
Dün,Yalova bahçelerinde, Seraları gezdim saatlerce. Elma bahçeleri içinde, Gelincikleri, Kasımpatıları, Papatyaları da gördüm. Çiçek seralarında, Domates, Kıvırcık değil, Gülleri, Karanfilleri kokladım.
Sonra, Kepenksiz dükkanlar arasında Yalova sokaklarını dolaştım…Evlerin balkonlarında, Yapay çiçekler değil, Zambaklar, sarmaşıklar sarkıyordu. Ve Yalova pazarında,Amasya değil;Yalova elması satılıyordu…
Balaban deresinde çakıl taşları arasında, Oltayla değil, Çuval ile balık yakaladım… Damacanadan değil, Yalova deresinden içtim suyu, Avuç avuç…
Yalova sahilinde… Arabaların korna sesleri değil, Faytona bağlı bir çift atın nal sesleri Duyuluyordu… Bir de pamuk şekerci Niyazi dedenin sesi.
Bekir’in gazinosunda sanat, Akasya parkta ise,Halk müziği yükseliyordu. Sahil kolibasili değil, Midye doluydu
Ve sonra, Kan ter içinde Uyanıyorum. Yüzlerce kez, “Keşke, keşke” diyorum.
Şiir Faruk Kırtay
Fotoğrafın büyük halini görmek için tıklayınız.