Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yalova’nın Düşman İşgalinden Kurtuluşu

19 Temmuz günü, Yalova’nın düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü…

Haber Giriş Tarihi: 18.07.2017 09:57
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
Yalova’nın Düşman İşgalinden Kurtuluşu

Bağımsız Yalova Bölüğü unsurları, 19 Temmuz 1921 günü, Yalova’ya girmişlerdi.

Şimdi o günleri ve öncesinde gelişen olayları kısaca hatırlayalım.

30 Ekim 1918’de, Mondros Ateşkesi’nin imzalanmasından sonra, Anadolu yer yer işgal edilirken Yalova, Akköylü İbo’nun sayesinde bu işgalin dışında kalmıştı.

10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması imzalandı.

Ağustos ayının sonlarında, İbo’nun tuzağa düşürülerek esir alınmasından sonra, Yalova ve civarında Yunan işgali başladı.

Bu aynı zamanda,  civarda bulunan Rum ve Ermeniler ile Müslüman Türkler’ in aralarının açılmasının da başlangıcı oldu.

Yunan Silâhlı Kuvvetleri’nin işgali bir yandan, halkın kurduğu çetelerle olaylara karışması bir yandan, bölge bir anda kan gölüne dönüştü.

Ermeni, Rum ve bazı etnik ayrımcı çetelerin amansız saldırılarına karşı, bir araya gelen köylüler, küçük küçük müfrezeler oluştururken, bir yandan da daha güvenlikli yerlere göç ettiler.

Bölgede kalanlar ve/ veya göçe katılamayanlar üzerinde baskılar, hatta soykırıma varan davranışlar arttı.

Durum, İstanbul’daki İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’nın gözünden kaçmıyordu. Komutanlık, bir Araştırma Komisyonu’nun kurulmasın karar verdi.

12 Mayıs 1921 günü bir gemiyle Gemlik’e gelen üyeler Gemlik, Orhangazi, Armutlu Yarımadası’nda meydana gelen olayları yerinde incelediler.

Bu inceleme ve yerinde yapılan tetkikler sonucunda çok sayıda göçmen, gemilerle İstanbul’a nakledildi. Komisyon üyeleri de 20 Mayıs 1921’de son göçmen kafilesiyle İstanbul’a döndüler.

Ne var ki, çetelerin katliamları, Araştırma Komisyon üyelerinin İstanbul’a dönmesinden sonra bütün hızıyla devam etti.

Özellikle Akköy’e gelen Rum çeteciler, bazı kişileri arama bahanesiyle köyü sardılar. Köyün içindeki aramalar sırasında çok sayıda vatandaşımızı öldüren çete mensupları, daha sonra büyük bir gurubu ellerini bağlayarak köyün dışındaki ağaçlık bir alana götürdüler ve büyük bir meşe ağacının dibinde onları kurşuna dizdiler.

Bu kurşuna dizilenler içinde bulunan Halil KAYA, kaçmayı başardı.

O zamanlar 15-16 yaşlarında bulunan Hasan ARDA’nın bizzat tanık olduğu bu katliamdan sonra tekrar köye dönen çete mensupları, köyü yağmaladılar.

Çevre köylerde de katliam ve soygunlar devam ediyordu.

İstanbul’da bulunan İşgal Kuvvetleri Komutanlığı, bu sefer yeni bir Araştırma Komisyonu kurdu.

Bu yeni Araştırma Komisyonu, 24 Mayıs 1921 günü, önce Akköy’e geldi. Komisyon üyeleri gördüler ki: Evlerin büyük bir kısmı tamamen tahrip edilmiş, kapı, cam- çerçeve diye bir şey kalmamıştı.

Köyün çukurlarında 60 kadar ceset sayıldı.

Araştırma Komisyonu üyeleri, bundan sonra diğer köylere gittiler.

                                                                                              XXX

2 inci İnönü Muharebeleri’ nden sonraki günlerdi…

Sivil halk üzerinde bu seferde Yunan askeri güçlerinin baskısı başladı.

Bu günler, aynı zamanda Kuva-yı  Milliye’ nin düzenli orduya geçtiği günlerdi. Yüzbaşı Hulusi GÖKDEMİR, Demir Bey kod adıyla, Yalova’ya Kaymakam olarak atanmış, bölgede bulunan unsurlar, giderek tek komuta altında toplanmaya başlamışlardı.

Ancak, Anadolu içlerinde işler istenildiği gibi gitmiyordu. Türk Ordusu, Eskişehir- Kütahya Muharebeleri’ nde yenilmiş, Sakarya doğusuna çekiliyordu.  Marmara bölgesinde bulunan Yunan Kuvvetleri de, bu durumdan yararlanmak istediler.

Asıl amaç, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin savaş gücünün tamamen ortadan kaldırılmasıydı.

Yunanlılar, işte bu amaçla, Marmara Denizi güney kıyılarında ve Yalova’da bulunan kuvvetlerini münavebeyle ve kuvvet azaltarak önce Bursa bölgesine çektiler ve oradan da doğuya kaydırdılar.

Bölgede ve dağlarda bulunan millî müfrezeler, bunun üzerine teker teker boşalan yerleri ele geçirmeye başladılar.

4 Temmuz 1921’de, bir millî müfreze Karamürsel’e;

19 Temmuz 1921’de, Yalova Bağımsız Bölüğü unsurları Yalova’ya girdi.

Yunan birlikleri, bir daha Yalova’ya giremedi. Anadolu içlerinde Sakarya’da uğradığı yenilgiden sonra geri çekildi. Kendine uygun bir hatta savunmaya geçti.

Büyük Taarruz, bir sene sonra başlayabildi.

Hazırlıklar ancak bitmişti.

26 Ağustos 1922’de başlayan Türk Taarruzu karşısında Yunan askeri, bu sefer büyük bir bozguna uğrayarak İzmir’e doğru kaçtı.

Yalova bölgesinde toplanan Halit Paşa komutasındaki birlikler, 4 Eylül 1922’de, kuzeyden güneye doğru temizleme harekâtına katıldılar.

İçlerinde Bağımsız Yalova Bölüğü’nün de bulunduğu Kocaeli Grubu birlikleri, Gemlik, Mudanya, Bandırma ve Erdek bölgesini düşmandan temizlediler.

 

Sonuçta, 18 Eylül 1922’de son Yunan askeri de Anadolu’dan çekildi.

XXX

Olayların üzerinden yıllar geçti.

Ülkemizi düşman işgalinden kurtaran şehit ve gazilerimizi asla unutmadık, unutmayacağız!

Başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve yakın silâh arkadaşları olmak üzere, vatanın kurtuluşuna vücutlarını malzeme diye hibe eden aziz şehitlerimizi, gazilerimizi, bu topraklarda hür ve bağımsız yaşamamız için can veren bütün kahramanları, rahmet ve şükranla anmayı bir borç bilirim.

AHMET AKYOL, YALOVA, 18 Temmuz 2017

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.