Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yalova'dan Fılıstın'e, Kudus'e Ve Gazze'ye Destek

İHH Yalova İl Temsilciliği Gazze’de 60 Filistinlinin öldürülmesi ve 4 bine yakın insanın yaralanmasına neden olan saldırıyı kınadı. 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanında toplanan kalabalık, İsrail ve Amerika’ya lanet yağdırdı.

Haber Giriş Tarihi: 18.05.2018 09:19
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
Yalova'dan Fılıstın'e, Kudus'e Ve Gazze'ye Destek

İsrail’in Gazze’de sivil vatandaşların üzerine gerçek mermilerle ateş açması sonrasında 60 kişi hayatını kaybetmiş 4 bin kişi ise yaralanmıştı. Bu olaya tepkiler artarak devam ediyor. Ülkenin her noktasında olduğu gibi Yalova’da da protesto eylemleri gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda İHH Yalova İl Temsilciliği de bir protesto gerçekleştirdi. 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanında toplanan kalabalık bir grup sloganlarla İsrail ve Amerika’yı lanetledi. İHH adına açıklamayı Gönülder Başkanı Hacı Ömer Anlayışlı okudu. Açıklamada şu sözlere yer verildi, “Gazze’nin dünyaya açılan belki tek kapısı diyeceğimiz Mısır sınırındaki Refah sınır kapısından içeri girdiğinizde karşınıza Filistinli gençlerin yazdığı bir yazı çıkar: ‘Başını dik tut; Burası Gazze’. İki gün önceki İsrail vahşeti sırasında taş atan gençlerin arasında elinde pankart tutan bir kadın gördüm. Şöyle yazılıydı pankartta: ‘Kim ki Gazze kanıyor diye düşünüyorsa kendisine baksın. Doğrusu Gazze kansız hale gelmiş İslam Ümmetine kanını bağışlıyor’ Filistin İslam Ümmetinin kan donorü oluyor. Tekerlekli sandalyede İsrail zulmüne direnen Fadi Ebu Salah, 8 aylık Leyla Enver Gandur, işkence altındaki Yasin es-Seradih, komutan Fethi Şekkaki, vücudunun büyük bölümü felçli olan Şeyh Ahmet Yasin şehit olarak bu ümmete kan verdi.  Birliğini, dirliğini unutan ey İslam ülkeleri sözümüz size… Siz filistin’den aldığınız kanı aldığınız ruhu böyle sus pus olarak mı ödeyeceksiniz? Filistin ve Kudüs Siyonist İsrail ve Emperyalist ABD’nin acımasız elleri arasında can çekişirken siz susma orucu mu tutuyorsunuz? İşte oruç ancak böyle yanlış tutulur? Ellerine masum Yemenli sivillerin kanı bulaşan Suudi Arabistan ve ellerine masum Suriyeli çocukların kanı bulaşan İran; kardeş kanı akıtarak gerçek orucunuzu çoktan bozdunuz. Amerika ile yaptığınız anlaşma ve işbirlikleri ile İslam ülkelerini ateşe attınız. Dün yani 15 Mayıs Büyük Felaket olarak adlandırılan Nakba’nın 70. Yıl dönümü idi. 70 yıldır oluk oluk akan Müslüman kanına 3 gündür devam eden İsrail zulmü ile yeni canlar eklendi. Son 3 gündür 60’tan fazla şehit verdik, 2 binden fazla yaralımız var. Ama şunu da biliyoruz ki bu kanlar Kudüs’e can veriyor. Ümmete can veriyor. Filistinliler kadın-erkek, genç-yaşlı, engelli-engelsiz demeden son bir aydır Büyük Dönüş Yürüyüşü gerçekleştiriyor. Olaylardan bu yana 100’den fazla can verdi. Kendi topraklarına sahip çıkmaya çalışıyorlar. Ama bu bir kara parçası mücadelesi değil, bir dava, bir onur ve bir namus mücadelesidir. Bu onuru yeryüzünde en iyi temsil edenler de Filistinli kardeşlerimizdir. Ama unutmayalım bu dava dar bir coğrafyada bulunan Filistinli Müslümanların davası değil, tüm İslam âleminin davasıdır.  Unutmayalım ki, Mekke ve Medine ne kadar kutsal ise Kudüs de o kadar kutsaldır. İstanbul, Buhara, Semerkant, Bağdat, Şam ne kadar Müslüman toprağı ise Kudüs de o kadar Müslüman toprağıdır. 1948’den bu yana Filistin toprakları, Batı mahallesinin şımarık terör devleti İsrail’in hukuksuz ve zorba işgali altında bulunuyor. Bu toprakların her karışı Müslüman kanı ile sulandı. Bu yetmezmiş gibi zorba ABD, Kudüs’ü başkent ilan ederek konsolosluğunu Kudüs’e taşıdı. Böylece Müslüman dünyanın içler acısı dağılmışlığı da ortaya çıkmış oldu. Bizler artık; NOAT’dan Amerika’dan AB’den BM’den bir şey talep etmiyoruz… Hepsinin canı cehenneme… Ama ey Müslüman ülkeler! İsrail zorbalıktan başka bir dili anlamıyorsa kınama, güvenlik konseylerinden karar çıkartma, uyarı yapma lagalugalarını bir kenara bırakın. Artık faaliyete geçin Filistinlilerin yıllardır size bağışladığı kanın onurunu koruyun.  Müslüman ülkelerdeki hükümetler, halkın tepkisini savuşturmak adına ekranlarda ABD ve İsrail’e çıkışıp kapalı kapılar ardında her türlü işbirliğini yaparlarsa elbette Siyonizm bundan cesaret bulur. Kim ne derse dersin, İsrail, meşru bir devlet değil bir terör örgütüdür. Kim ne derse desin, İsrail, bu coğrafyanın doğal bir üyesi değil bir işgalcidir. Kim ne derse desin, İsrail’le her türlü ilişki Siyonist teröre destek olmak, akan kana ortak olmaktır. Kim ne derse desin, ABD ve İngiltere, İsrail’in hamisidir. Siyonist İsrail, şımarıklığının, küstahlığının, eli kanlı oluşunun gereğini yapıyor. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den vicdan ve merhamet beklemez. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den insanlık beklemez. Siyonist İsrail ile barış ve adalet kelimelerinin yan yana gelmesi mümkün değildir. İsrail’e söz söylemek gereksizdir. İsrail sözden anlamaz, güç ve yaptırımdan anlar. Bir buçuk milyar Müslüman sekiz milyonluk İsrail’i tükürse boğar. İsrail bu topraklarda olduğu müddetçe bu coğrafyaya barış gelmeyecektir. Bu terör örgütünün arkasında Birleşmiş Milletler vardır, ABD vardır, NATO vardır,  Birleşmiş Milletler, İsrail’in her bir cinayetinin ortağıdır. ABD, İsrail’in her bir cinayetinin ortağıdır. NATO, İsrail’in her bir cinayetinin ortağıdır. Tüm Müslüman ülkeler, İsrail ile siyasi, diplomatik ve ekonomik ilişkilerini derhal bitirme kararı almalıdır. Bu ülkelerdeki İsrail büyükelçileri konsolosları sınır dışı edilmelidir. İsrail ekonomisinin en büyük destekçisi Müslüman ülkelerdir. Bu gerçeği bilmemize rağmen hala neyi bekliyoruz? Hür vicdanın ve İslam Ümmetin son umudu Türkiye de acil olarak Mavi Marmara anlaşmasını feshetmelidir. İsrail konsoloslukları süresiz ve tamamen kapatılmalıdır. Amerika ile yapılan ve milyarlarca dolar değerinde olan Boing Uçak alımı durdurulmalıdır. Hükümetimiz de kınama ve uluslararası mekanizmaları göreve çağırma girişimleri yerine doğrudan yaptırım uygulamalıdır. Ülkemiz, İslam ülkelerinin kendi güçlerini birleştirecekleri yeni ve adaletli bir oluşuma önayak olmalı ve Müslümanların emperyalistler tarafından yıllardır katledilmelerine dur demelidir. Dünya var oldukça yeryüzü bizimdir, Müslümanlarındır! Mekke ve Medine bizim, Kudüs bizimdir! Ey İman edenler!  Hangi düşünce ve güç dengesi sizi Allah (cc) yolunda mücadele etmekten, Hakkı müdafaa etmekten alıkoyuyorsa bilin ki bu Allah’ın razı olduğu bir şey değildir! Bir İnsan ve Bir Müslüman olarak bizler de bu meydanlara gelip slogan atmak, bağırıp çağırmak dışında elimizi taşın altına koymalıyız. Her Müslüman bu mübarek ayda Filistin için fedakârlık yapıp oradaki kardeşlerimize yardım elini uzatmalıdır. Bilin ki oradaki kardeşlerimizin meydanlardaki bu desteğimiz kadar maddi desteklerimize de ihtiyaçları vardır”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.