Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sultan Vahideddin, M. Kemal Paşa’ ya Para Verdi mi?

SULTAN VAHİDEDDİN, MUSTAFA KEMAL PAŞA'YA YÜKLÜ BİR MİKTAR PARA VERMİŞ OLABİLİR Mİ?

Haber Giriş Tarihi: 18.05.2017 09:25
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
Sultan Vahideddin, M. Kemal Paşa’ ya Para Verdi mi?

Mustafa Kemal Paşa, 15 Mayıs 1919 günü, Sultan Vahideddin'i ziyaret etmişti.

Bir görüşe göre, yapılan bu veda ziyaretinden sonra, ona, devlet hazinesinden yüklü bir miktar para verilmiştir.

Bu konudaki iddiaların bir kısmı şu şekildedir:

Mevlânzade Rıfat:

“…Mustafa Kemal Paşa’ya devlet veznesinden ve örtülü ödenekten 100 000 lira tutarında para verilmiştir.” (M. Rıfat, Türkiye İnkılabının İçyüzü, s.237)

Sultan Vahideddin’in yeğeni Şehzade Mahmut Şevket Efendi:

“…Vahideddin, Mustafa Kemal’e, en geniş yetkileri ve lüzumlu parayı da vermiştir. Benim bildiğime göre paşaya, gerek bizzat kendisi, gerekse kurulan çeşitli hükûmetler vasıtasıyla devamlı surette para göndermiştir. Bu paranın tutarı da 400 000 altına baliğ olmuştur(ulaşmıştır).”( Tercüman Gazetesi, 6 Temmuz 1967)

Padişahın yaverlerinden Miralay Zeki Bey’in anlattığına göre; Sultan Vahideddin, Dahiliye Nazırı Mehmed Ali Bey ve Polis Müdürü Cahit Bey aracılığıyla Mustafa Kemal Paşa’ya 25 000 altın ödemiştir.

VAKKASOĞLU:

“…Mustafa Kemal Paşa’ya verilen paralar milyonlarla ifade edilmektedir.”( Son Bozgun, 1.C. s.143)

DİLİPAK:

“…Mustafa Kemal, Anadolu’da halk ayaklanmasını örgütlemek için büyük miktarda para ile Samsun’a gönderiliyordu…300 000 altın para verilerek, Anadolu’daki kurtuluş hareketini örgütlemek için gönderilmişti. “( Cumhuriyete Giden Yol, s.41, 164)

MISIRLIOĞLU:

“…Sultan Vahideddin, bu iş için lüzumlu parayı, şahsi atlarını satarak temin etmiştir. Bu suretle elde edilen 40 000 altını Mustafa Kemal Paşa’ya vermiştir.” (K. Mısırlıoğlu, Sarıklı Mücahitler, s. 49)

MURAT BARDAKÇI:

“…Osmanlı arşivlerinde söz konusu altınlarla ilgili ne bir belge, ne de bir kayıt var. Olmaması da normal... Zaten Vahideddin’le Mustafa Kemal’in yazdıklarında da altınlardan tek bir kelimeyle bile olsa söz edilmiyor. Üstelik bir altının yaklaşık 8 gram olduğu düşünülürse, Bandırma Vapuru’ nda 40 000 altının, yani 320 kiloluk bir hazine sandığının hakikaten var olup olmadığı da tartışmaya açık bir konu…”

O dönemde bir altın, 7 gram 20 santim ağırlığındaydı ve 22 ayardı. 40 000 altının toplamı da 7.20x 40 000 = 288 kilogram ediyordu. 

Turgut ÖZAKMAN’ ın tespitini burada hatırlayalım:

 “Altınlar herhalde sandıklara yerleştirilmiştir. Her sandık 50 kg. olsa, kırk bin altın, altı sandık eder. Altı sandık dolusu altın, Şişli’ den Galata rıhtımına, rıhtımdan motora, motordan Bandırma gemisine, gemiden Samsun rıhtımına, oradan Mıntıka Palas oteline, oradan Havza’ ya, Amasya’ ya,Erzincan’ a, Sivas’ a, Erzurum’ a, Kırşehir’e, Kayseri’ ye, Ankara’ ya nasıl taşınır? Kimler taşır? Hiç kimsenin ilgi ve merakını çekmez, biri bile ‘ bunlar nedir?2 diye sormaz mı? Mesela Refet Paşa, K. Karabekir Paşa, Rauf Bey bu esrarlı sandıklardan neden hiç söz etmiyorlar? M. Kemal sandıklarda altın olduğunu arkadaşlarına söylediyse, neden hiçbiri bugüne kadar bu altınlar konusuna değinmedi? Neden gerektikçe altınları harcamayıp da ona buna muhtaç oldular?“ (T. ÖZAKMAN, Vahideddin, M. Kemal ve Milli Mücadele, s. 276)

Söylenene göre, Mustafa Kemal Paşa, Padişah’ın kendisine kırmızı atlas bir kese içinde verdiği altını cebine koyup çıkmış (!)

Şüphesiz, bu ağırlıkta bir altın, bir kese içinde verilemez, ancak sandıklarla taşınabilir.

Ortada ne böyle bir altın kesesi, ne de altın sandıkları var.

Devletin hazinesinden verilmiş bu meblağın, örtülü ödenek de olsa, mutlaka bir kaydının olması gerekir.

Devletin arşivi, Osmanlı arşivi açıktır. Yüklü bir paranın verildiğine dair mutlaka bir belge, tutanak veya yazı olması gerekirken, herhangi bir belgeye rastlanmamıştır.

Böyle bir belge de, belgeyi gören de yoktur,

Sadece, Sultan Vahideddin’in kese içinde altın verdiğine dair iddia vardır, hepsi o kadar.

Padişahın özel hizmetlerini yapan Yaver Naci Paşa’nın bile bundan haberi yoktur.

Sayın Alptekin MÜDERRİSOĞLU’ nun, konuyu tek ve malî açıdan inceleyen son derece ayrıntılı bir çalışması vardır. Sayın Müderrisoğlu, Sultan Vahideddin’in devlet bütçesinden bu kadar büyük parayı vermesini, bütçe tekniği açısından mümkün görmemektedir.  Söz konusu miktar, dönemin bütçe düzeni açısından “ Zât-ı Hazreti Padişahî ve Hanedanî  Saltanat” başlıklı kaleminden karşılanması son derece zordur.

Mustafa Kemal Paşa’nın, hareketinden birkaç gün önce, (heyetteki kişilerin hazırlıklarını yapmak ve uzun süre Anadolu’ da kalacak personelin ailelerinin ihtiyaçlarını gidermek için ) ödenek istediğini biliyoruz.

Heyete verilen parayı görmeden önce, birkaç örneği kısaca hatırlayalım:

Damat Ferit Paşa, 10 Haziran 1920’de, Paris’e barış görüşmeleri için giderken, yanındakilerle birlikte kendisine 70 000 lira verilmişti.

Sevres Antlaşması metnini almak için Fransa Paris’e giden heyet üyelerine toplam 280 000 frank verilmişti.

Şehzade Abdürrahim başkanlığındaki Öğüt Kurulu, ulusal direnişi bastırmak için Anadolu’ya geçerken 3 milyon lira ödenek almıştı.

Ahmet Anzavur, Kocaeli’ne gelmeden önce, İstanbul Hükûmeti, 22 Nisan 1920’de, Albay İbrahim eliyle, Kuva-yı Milliye’ye karşı kullanılmak üzere, 55 000 lira gönderdi. Ahmet Anzavur bu parayı aldıktan sonra önce İstanbul’a gelerek Saray ve İngilizlerle görüştü, sonra Kuva-yı İnzibatiye için İzmit’e gitti.

Kuva-yı İnzibatiye Komutanı Süleyman Şefik Paşa da, İzmit’te, 7 Mayıs 1920 günü, gizli ödeneğinden 15 000 lirayı Ahmet Anzavur’a verdi.

Oysa Meclisi Vükela tutanaklarında, Mustafa Kemal Paşa’ya resmi olarak verilen para sadece 1 000 liradır.

Bu paranın belgesi, kaynaklara göre, Ali Fuat CEBESOY’un kızı Ayşe CEBESOY( SARIALP)’un özel arşivindedir. Belgedeki ifade şu şekildedir:

“Yalnız 1 000 lirayı Osmaniyi,  Asayiş-i dahiliyede görülecek lüzum üzerine sarf edilmek ve badehu teferruatla hesab ile tebdîl olunmak üzere bâlâda muharrer bin lira-i Osmani Dahiliye Nezaret-i (Harbiye Nezaret-i) celîlesinden alındığını mübeyyin makbuzdur. 13 Mayıs 1335 (1919).Ordu Kıtaatı Müfettişi Mirliva Mustafa Kemal’ yazılıdır.”

Mustafa Kemal Paşa, Harbiye Nezareti’ne ısrarla yazarak personeli için yolluk ve harcırah talebinde bulunmuştu. Kendisi ve karargâhı için toplam 114. 538 kuruş maaş verildi.

Buna, 1 Haziran’dan itibaren, aylıklara %50 zam yapıldı. 57. 269 kuruş ilâvesiyle toplam maaş 171.807 kuruşa yükseldi.

Elde bulunabilen ve varlığı belgelenebilen bir başka belge yoktur.

Mustafa Kemal Paşa’nın ordudan ve görevinden istifa ettiği tarih ise 8 Temmuz 1919’dur. Bundan sonra, Mustafa Kemal Paşa ve yanındakiler gerçekten çok büyük para sıkıntısı çekmişlerdir.

Rauf Orbay, bu para sıkıntısının olacağını daha İstanbul’dayken bildiği için, Anadolu’ya geçip Mustafa Kemal paşa’nın yanına gelirken, Karakol Teşkilâtı’ndan Nazmi Bey’in verdiği 5 000 lirayı getirmiş; Erzurum’dan Sivas’a gidilirken de para sıkıntısı Binbaşı Süleyman Bey’in verdiği 900 lira ile çözülmüştü.

Otomobillerinin benzini ve lastiği Sivas Amerikan Okulu’ndan sağlanmış, Sivas Osmanlı Bankası Müdürü’nden 1 000 lira borç alınmıştı.

Hacıbektaş Şeyhi Cemalettin Efendi’nin büyük yardımlarına rağmen aynı sıkıntı Ankara’da da yaşanmış, Müftü Rıfat Efendi’nin halktan topladığı 800 lira ile bu sıkıntılar bir nebze giderilmişti.

Görüldüğü gibi, Sultan Vahideddin’in, Mustafa Kemal Paşa’ya Anadolu’ya geçerken bol miktarda altın verdiği konusu, doğruluğu ispatlanamayan bir iddiadan, Sultan Vahideddin’in Kurtuluş Savaşı’nda rolü olduğuna dair bir pâye vermekten başka bir şey değildir.

Sultan Vahideddin’in daha sonraki davranışları, onun Mustafa Kemal Paşa’ya bol miktarda altın verdiği iddialarını yalanlamaktadır. Üstelik Vahideddin, Hicaz’a gittikten sonra yayınladığı uzun bildiride de, Mustafa Kemal Paşa’nın hareketlerini eleştirmişti.

Mustafa Kemal’in yaptığı, başlayan Millî Mücadele’yi tek elde toplayarak koordine etmek, Kurtuluş Savaşı’nı yönetmekti. Mustafa Kemal’in bu yaptıklarını acımazsızca eleştiren Sultan Vahideddin’in, böyle bir çabayı desteklediği düşünülemez.

Prof. Dr. Metin HÜLAGÜ, “Yurtsuz İmparator Vahdeddin” isimli incelemesinde diyor ki:

“…İngiliz arşiv belgelerinden öğrendiğimiz kadarı ile Sultan Vahdeddin’in kendisine ait olup, onun İstanbul’dan ayrılmasından önce 20 000 İngiliz Lirası miktarındaki bir para, Barcclay’s Bank’ın Londra Şubesi’ne transfer edilmiştir. 20 000 İngiliz Lirası olarak gösterilen paranın kaynağı ise muhtemelen onun 50 000 Türk Lirası miktarındaki “Sultanlık” tahsisatından ibaretti. Zira 20 000 İngiliz Lirası, o gün için 50 000 Türk Lirası’na denk gelmekteydi.”

Kısacası, Sultan Vahideddin’in ülkenin kurtuluşu için Mustafa Kemal Paşa’ya verdiği iddia edilen 40 000 Altın (veya Lira), bir söylentiden ileri gitmezken, Sultan Vahideddin’in ülkesinden ayrılırken yurt dışına transfer ettiği 50 000 Lira, ülkenin kurtuluşu için düşündüğü iddia edilen 40 000 liradan daha fazladır ve belgelidir.

AHMET AKYOL, YALOVA, 18 Mayıs 2017

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.