Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

"Pokemon-Go" Terapi Etkisi Yapıyor

Yalova Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.İrem Hamamcıoğlu Yanardöner yeni internet fenomeni Pokemon Go adlı oyunun psikolojik sorunlar yaşayan hastalar üzerinde psikoterapi seanslarının ve ilaç tedavilerinin sağlayamadığı motivasyonu sağladığını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 04.11.2016 08:16
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
"Pokemon-Go" Terapi Etkisi Yapıyor

Yalova Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.İrem Hamamcıoğlu Yanardöner son dönemin gözde oyunu Pokemon Go ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Yanardöner, "İnternet elbette modern çağın gerekliliği. Birçok alanda hayatımızı kolaylaştırıyor, farklı insanlara, sonsuz çeşitlilikte bilgiye ulaşmamız artık çok kolay. Gerçek hayatı deneyimleme olanakları kısıtlı olan gençler için bu sanal alem büyülü ve sihirli bir dünya. Orada, futbol oynayamadığı için takımlara alınmayan, öğretmen söz verdiğinde heyecandan konuşamayan, farklılıklarından dolayı sınıfta alay edilen çocuk değiller. Sanal alem, sosyal kaygılar yaşayan çocuklardan tutun da, fiziksel farklılıkları olan çocuklara kadar herkes için kendini yeniden var etme vaadi sunuyor. Bu Düşler Ülkesi ilk başlarda yetişkinler için de avantajlı görünebiliyor. Sokak sokak aramadıkları, başına tehlikeli bir iş gelme endişesi duymadıkları çocuklarımızın “dizimizin dibinde” olması başta hoşumuza gidiyor. İşin doğrusu ekonomik kaygılar, iş hayatı, çocukların ve evin ihtiyaçlarının giderilmesi koşuşturması arasında biz ne kadar sosyalleşebiliyoruz, ne sıklıkla fiziksel aktivite yapabiliyoruz? Ama bir noktada çocuğumuzun internetin kara deliğine doğru hızla ilerlemekte olduğunu idrak edebiliyoruz. Ancak bir noktadan sonra çocuğumuzu sosyalleşmeye, hareket etmeye, sanal olmayan iletişim kanallarını kullanmaya ikna etmemiz gittikçe zorlaşıyor. Tam da bilgisayar ve internet bağımlılığının tüm dünyada bir ruh sağlığı sorunu olarak daha fazla dillendirilmeye başladığı bu dönemde hayatımıza Pokemon Go adında yeni bir fenomen dahil oldu. Piyasaya çıkalı yaklaşık iki hafta olmasına karşın, daha ilk günlerden itibaren tüm dünyada her yaştan akıllı telefon sahibini etkisi altına alan bu 'arttırılmış gerçeklik' oyunu, akıllı telefonun kamerası ve telefonun bulunduğunuz yeri tesbit etmesini sağlayan GPS sistemini kullanarak, dış ortamda yürüyerek 'Pokemon' adı verilen küçük canavarları telefonunuzun ekranında gördüğünüz, ele geçirdiğiniz ve daha sonra yaşadığınız yerde park, meydan gibi ortak bir sosyal alanda sizin gibi diğer oyuncularla savaştırarak puan kazandığınız, seviye atladığınız bir oyun. Piyasaya çıktığı ilk günden itibaren kitleleri peşinden sürükleyen bu oyuna ilişkin hem ulusal hem uluslararası basında yer alan ilk yorumlar, telefon ekranına bakarak yürüyen oyuncuların başına gelen çarpma, düşme gibi kazalara, trafik kurallarının hiçe sayılması sonucu oluşan karmaşaya, dışarıdan bakıldığında ellerindeki telefon ekranını sağa sola sallayan kişilerin oluşturduğu 'tuhaf' manzaraya ilişkin olmasına karşın, kullanıcıların deneyimleri, olaya bambaşka bir perspektif de kazandırıyor. Biliyoruz ki fiziksel hareketliliğin, sosyal iletişimin arttırılması, psikiyatrik rahatsızlıklarda olumlu sonuçlar vermektedir. Ancak sıkıntıların yoğun olduğu dönemlerde kişilerin harekete geçmek için o kritik eşiği aşması ve ilk adımı atması, dışarı çıkıp yürüyüş yapması, birileriyle konuşması, sosyalleşmesi mümkün olamayabilmektedir. Sosyal fobi, agorafobi, depresyon, panik atak gibi ruhsal rahatsızlıklar sebebiyle evden çıkamayan, yaşıtlarıyla ya da diğer kişilerle iletişime geçemeyen, kendilerini sosyal ortamda ifade etmekte güçlük çeken, dışarı çıkmak için isteksiz, enerjisiz hisseden kişiler, bu oyun sayesinde kendilerini dışarı çıkmak, yürümek, insanlarla iletişime geçmek, konuşmak, sohbet etmek kısacası sosyalleşmek için yıllar süren psikoterapi seanslarının ve ilaç tedavilerinin sağlayamadığı motivasyonu hissettiklerini ifade etmeye başladılar. Kimisi günde 30 km’ye varan mesafeler yürüdüğünü, kimisi insanlarla sohbet etmenin düşündüğü kadar korkutucu olmadığını, kimisi kaygılarının, keyifsizliğinin ortadan kaybolduğunu ifade etmekte" dedi. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.