Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zeytinliklere Sahip Çıkmamız Gerek, Onlar Bize Emanet

Yazının Giriş Tarihi: 14.03.2022 08:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.03.2022 08:09

Geçtiğimiz günlerde, 10 STK bir araya gelerek “Zeytinime Dokunma “ adını verdikleri bir basın açıklaması yaptılar.

Haberler arasında gözden kaybolmasın, “hayati öneme haiz” diyerek ben de bu basın açıklamasını tekrarlama gereği hissettim:

***

Ölmez ağaç zeytin bir kez daha tehdit altında. Türkiye’nin zeytinlikleri, bir kez daha madencilik faaliyetleri için yok edilmek isteniyor.

1 Mart’ta, Maden Yönetmeliği’ne eklenen bir maddenin Resmi Gazete’ de yayınlanması ile zeytinlerin kömür madenciliği için yok edilmesinin önü açıldı. Maddeye göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere” zeytinliklerde madencilik faaliyeti yürütülebilecek ve bu faaliyetlere ilişkin tesisler inşa edilebilecek.

Bu, zeytinliklerin kömür madenciliği için yok edilmesi ve iklim krizinin ana sebebi olan kömür yakımıyla elektrik üretimine bağımlılığın devam etmesi anlamına geliyor. Çağ dışı, tüm dünyanın terk ettiği bir enerji üretim biçimi için, zeytin ağaçlarımızın yok edilmesi, orman varlığımızın tahrip edilmesi, havamızın kirletilmesi, sağlıklı gıdaya erişim hakkımızın ihlal edilmesi ve iklim krizine karşı kırılganlığımızın arttırılması, kabul edilemez.

Üstüne üstlük, bu madde yasaya aykırı… Kamuoyunda Zeytin Yasası olarak da bilinen “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”a göre, “Zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz.”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sesleniyoruz:

Yasaya aykırı bu maddeyi geri çekin ve zeytinlikleri, ormanları ve diğer doğal alanları yıkıcı madenciliğe kapatın. İklim krizinin sebebi olan bu tehlikeli kömür sevdasından vazgeçin!

Zeytin yaşamdır, gelecek garantimizdir.

Zeytininin yasal koruması, tam 20 yıldır çeşitli yasa ve yönetmelik değişiklikler aracılığıyla ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Oysa zeytinliklerimiz,

Dünyadaki zeytinlik alanlarının %8,3’ünü oluşturuyor.

Zeytin ve zeytinyağı üretiminde bizi dünyadaki ilk 5 ülkeden biri yapıyor.

159,38 milyon meyve veren ağacı ile geleceğimiz için gıda ve karbon yutağı anlamında iklim kriziyle önemli bir savunma mekanizması, 320 bin aileye geçim kaynağı sağlıyor.

Tüm bunlara, bir de zeytinin önemli bir ihracat kalemi olduğunu, kendine yeten bir üretim ekonomisi için kritik önemde olduğunu ekleyelim. Hane ve ülke ekonomisini geliştiren, yoksullukla mücadeleyi destekleyen bir değer olduğunu da…  Böyle bir varlık iklim krizinin, orman tahribatının ve doğal yaşam varlığının en önemli sebeplerinden madenciliğe kurban edilebilir mi?

Soruyoruz; maden ve enerji şirketleri ayrıcalıklı bir grup mu?

İklim krizinin en önemli sebebi fosil yakıt madenciliği ve kömürden elektrik üretimi iken, cari açığın önemli bir kısmı enerji sektöründen gelmekteyken, kömür; hava, toprak ve su kirliliği ile toplum sağlığını tahrip ederken ve verilen teşviklerle bizi günbegün yoksullaştırırken maden ve enerji sektörünün önü, geri döndürülmez ekolojik ve ekonomik kayıplar vermek pahasına neden açılıyor?

Türkiye, geçtiğimiz Ekim ayında Paris Anlaşması’nı onaylayarak gerek ülke ölçeğinde, gerekse uluslararası ölçekte iklim kriziyle mücadelede payına düşeni yapma sorumluluğunu ilan etti. Hal böyleyken, kömür için zeytinliklere kıymak, bir an önce dönülmesi gereken, derin bir çelişkidir.

Tüm ülkenin, barışın ve bereketin simgesi ölmez ağaç zeytin için kenetlenmesi de boşuna değildir.

Talebimizi tekrarlıyoruz: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, zeytinlerin sonu anlamına gelecek olan bu düzenlemeyi bir an önce geri çekmeli.

Zeytinime dokunma!

***

Zeytin tane olarak yeniyor, zeytinyağından yararlanılıyor. Peki, zeytin yaprağından çay yapıldığını ve bunun da yararlarını biliyor musunuz?

Zeytin yaprağından çay yapmak son derece basit… Bir yemek kaşığı kadar kurutulmuş yaprağı, birkaç çubuk tarçını ve bir dilim limonu kaynamış suya atıyor, 10 dakika kadar bekliyor, sonra da süzüp içiyorsunuz. Etkisinin görülmesi adına gün içerisinde 3 bardak tüketmek yeterli.

Zeytin yaprağı çayının faydalarına gelince:

Bağışıklık sisteminin güçlü hale gelmesine yardımcı olur. Anti- bakteriyel özelliklerinden ötürü vücutta bulunan bakterileri temizler. Mantar oluşumunun önüne geçer. Hücrelerin yenilenmesini sağlar. Sindirim sisteminin rahatlamasına destek olur. Enerji verir. Kötü kolesterolü düşürmekte birebirdir. Kalp sağlığına olumlu etkisi bulunur. Kronik Yorgunluğa Çözümdür. Kilo verdiren özelliği bulunur. Erken yaşlanmayı engeller. Yaraların hızlıca iyileşmesine destek olur. Alerjilerin tedavisine yardımcı olur. Ateş düşürür. Kan akışını arttırmaya destek olur. Antioksidan özelliği ile meme, karaciğer ve prostat kanseri gibi kanserlerin düzelmesine olumlu etki eder. Kas spazmlarını önler. Merkezi sinir sistemini koruyan özelliği vardır. İnflamasyon Riskinin En Aza İnmesine Yardımcıdır. Sindirim sistemine olumlu etkide bulunur. Kilo verdirir. Kanser riskini en aza indirger. Mikroorganizmaların büyümesini önler. Kalp sağlığını destekler. Kan basıncının düşmesine yardımcıdır.  Hücre Hasarını ve Oksidayonu Engeller. Serbest radikallerin yok edilmesinde yardımcıdır. Bağışıklığı güçlendirir. Diyabet tedavisinde destektir. İltihabın azalmasına yardımcı olur. Tip 2 diyabet tedavisinde destektir. Uçuklara iyi gelir. Kemik sağlığına iyi gelir. Parkinson ve Alzheimere karşı korur. Enerji Verir. Beynin işlevselliğini arttırır. Yüksek tansiyonu önler. Kemiklerin iltihaplanmasını önler. Diş ağrısını geçirir.

Ancak; kronik rahatsızlığı olanlar, hamileler ve bebek emzirenlerin zeytin yaprağı çayını tüketmemeleri gerekir. Diyabet hastalarının ise hekim kontrolü tüketmesi önerilmektedir. Kandaki glikozu ve kan basıncı seviyesini düşürmesinden ötürü, zeytin yaprağı çayı düşük tansiyonu ve glikoz seviyesi düşük olanlar adına çok tehdit edici olacaktır.

Zeytin ağacı, mübarek bir ağaçtır; barışın, umudun, bolluğun, bereketin, ölümsüzlüğün sembolüdür; tanrıların insanlığa bir armağanı olduğuna inanılır!

Atatürk Yalova Millet çiftliğini 1929 yılında ziyaret ettiğinde çiftlik yakınında bulunan 4 000 ağacın gençleştirilerek örnek bir zeytinlik durumuna gelmesini sağlamıştı.

 Şimdi bize düşen görev bu mirasa sahip çıkmak olacaktır.

“Ne Mutlu Türk’ üm Diyene!”

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.