Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ulusal Bayram Ve Kurtuluş Günlerinin Önemi

Yazının Giriş Tarihi: 25.04.2022 09:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.04.2022 09:01

“Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğrenimin sınırı ne olursa olsun, ilk önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine millî geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir. Dünyada, uluslararası duruma göre böyle bir mücadelenin gerektirdiği manevî unsurlara sahip olmayan kişiler ve bu nitelikte kişilerden oluşan toplumlara hayat ve bağımsızlık yoktur.”

“Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir.”

Yukarıdaki ifadeler Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ e aittir.

Şüphesiz belirtilen amaçlara ulaşmak, ancak tarih bilincinin oluşmasıyla olur.

Tarih: bir hamaset destanı ya da sadece savaş ve barışlar değil, insanın ta kendisidir.

Tarih, yaşamın tamamını kapsayan, alabildiğince zengin ve büyük deneyimler sunan, geniş bir keşif dünyasıdır.

Tarihe saygı, yaşadığımız dünyaya saygıdır. Tarihi olayları bütün ayrıntılarıyla doğru olarak öğrenebilmek ve bilmek, sadece tarih bilgisini geliştirme yönünden değil, üzerinde dolaştığımız toprağa, soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya, içinde yaşadığımız kültürel çevreye ve en önemlisi kanlarıyla bu toprakları vatan yapanlara borçlu olduğumuz saygı ve minnetin kaçınılmaz gereğidir.

Tarih, neden- sonuç ilişkileri kurmayı öğreterek, anlama yeteneğini geliştirir.

Tarih bilincine sahip olan demek: “Geçmişin yorumları, günün algılanması ve geleceğe ilişkin beklentiler arasında bağlantı kurmayı gerçekleştirmek” demektir.

Tarihimizi bilmemiz, hem de çok iyi bilmemiz gerek. Tarihini bilmeyen milletler, köksüz bir çınara benzerler, en ufak rüzgârda devrilirler.

Bunun için özellikle 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim ve kentlerin kurtuluş günlerinin etkinliklerle kutlanması o toplumda tarih bilincinin kökleşip yerleşmesinde önemli yer tutar.

Bu günler sadece bürokratların katıldığı özensiz ve zevksiz etkinliklerle kutlanırsa, toplumda ve özellikle de öğrencilerde böyle günlere karşı bir soğuma hissi yaratır.

Sıralı tüm makam ve mevkidekiler, sadece öğrencilerin değil, tüm toplumun adı geçen günlere yaklaşımını değiştirmek ve içten katılımını sağlamakla yükümlüdürler. Böyle günler alışılmış ve soğuk ritüellerle geçiştirilmemelidir.

Aksine günler hatta aylar öncesinden başlayacak hazırlıklarla tüm toplumun katılımları sağlanmalı, birlik ve beraberliğimize büyük katkı sağlayacak tarih bilincinin oluşturulmasına ön ayak olunmalıdır. Özellikle de öğrencilerin okul hayatını etkilemeyen hatta öğrencilere katkı sağlayacak yaratıcı ve yararlı etkinlikler düzenlenmelidir.

Günümüzde, şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarında şanlı Türk Bayrağı dalgalanıyorsa, minarelerde ezanlar okunuyor ve ibadetler özgürce yapılıyorsa, bu, Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan zaferler nedeniyledir.

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’ nın ne kadar zor şartlar altında yapıldığını ve ne güçlüklere katlanıldığını, emperyalist devletlerin çeşitli baskı ve entrikalarına nasıl göğüs gerilerek bu zaferin kazanıldığını hepimiz biliyoruz- bilmek zorundayız.

Tabi ulusal bayramlar ve kurtuluş günleri her millet için önemlidir.

Millet ise Atatürk’ ün tanımıyla şöyledir:

“Zengin bir hatıralar mirasına sahip bulunan;

Beraber yaşamak konusunda ortak arzu ve istekte samimî olan;

Sahip olunan mirasın korunmasına beraber devam etmek hususunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden meydana gelen topluma Millet denir.”

“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”

“Türkiye halkı, ırk, din ve kültür yönünden tek vücut, birbirlerine karşı karşılıklı saygı e özveri dolu duyguları taşıyan ve yazgısı ile çıkarları aynı olan bir topluluktur.”

Bize düşen en önemli görevlerden biri, işte bu millet yapısını bozmadan, yeni katılımlarla değiştirmeden aynen korumaktır!

Türk Kurtuluş Mücadelesi’ nin öncüsü, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluş ve bekası için can veren tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.