Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sesimi Duyan Var Mı?

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2017 18:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2017 18:31

Kolay değil elbette, acıyı yaşayan bilir. Allah böyle acıyı bir daha ülkemize yaşatmasın. Depremi yaşayan vatandaşlarımızın her birinin acı tatlı başından geçen ve paylaşabileceği bir şeyler olduğuna inanıyorum. Acıyı paylaşabilmek gerçekten de zor. Hele hele yavrunuzun acısını. Aradan geçen 18 yılda çok şey söylendi yazıldı ama sizinle deprem konusunda paylaşmak istediğim birkaç konu var. Özellikle Ege bölgemizde oldukça sık ve şiddetinin 5-6 larda seyreden depremler hep hatırlatıyor kendisini.Yalova gündemine bakıldığında ise böylesine önemli konuda yine gelecek hesaplarına girildiğini ve kısır döngüde rölantiye alınmak istendiğini görüyorum. Bu konu her bir hemşehrimizi direkt yaşamsal olarak ilgilendirdiğinden sen ben denilemeyecek kadar ciddi bir konudur. Kimin üstüne nasıl görev düşüyorsa hayatın önceliğinde birinci sıraya alarak hassas davranılmalıdır. Öncelik ve aciliyet gerektirdiği 17 Ağustos geldiğinde değil, tüm yıl yapılacak planlamalar ile hayatın bir gerçeği olarak iş planımızda yer almalıdır. Sade vatandaştan tüm yetkili ve etkililerin, herkesin sorumluluk kapsamında kendisine düşenin ne olduğunun yükünü hissederek el birliği ile başarabiliriz ancak. Afetler hayatın bir gerçeği ve doğa olayı. Bu gerçeği görüp ona göre kentlerin biçimlendirilmesi gerekiyor. Burada önemli olan her bir bireyin eğitim ve bilinç düzeyinin artırılmasıdır. Mahalleye kadar indirgenmiş çalışma şeması ve planlaması her zaman önümüzde yer almalıdır. İçi doldurulmuş ve görev paylaşımı yapılmış, hayata geçen uygulamalar ile kısa zamanda yol alınabilir.Yani afet öncesi, sırası ve sonrasına göre şehirler ve insanlar çalışmalarını sürdürmelidirler. Geçmişte kim nasıl katkıda bulunduysa Allah razı olsun. Yapılması gereken gelecek hakkında, daha rasyonel ve bilimsel olarak nelerin ve nasıl yapılabilirliği üzerinde durulması gerekliliğidir. Yalova inanın diğer metropol şehirlere göre çok daha iyi durumda afetlere hazırlık konusunda. Bu başarıda Yalova’daki duyarlı sivil toplum örgütlerinin etkisi büyük. Bürokrasiyi vatandaş lehine pozitif yönde yardımcı faktöre çeviren idarecileri kutlamak gerekiyor. Bazı noktalarda tıkanmalar yaşansa da bunları aşılıyor. Ama afet öncesi hazırlıklar yeterli mi? derseniz. Açık gönüllülükle bu sorunun cevabını “Hayır” olarak vereceğim. Yapılacak çok şeyin olması bizlere daha da enerji vermeli. Bir şeylerin eksikliğini tespit edebilmek bence işin yarısının bittiğinin delilidir. Ama ne yapmalısınız? Başlamalı ve bitirmelisiniz. Yoksa hep yapılmadı yapılmadı deyip demoralize etmenin kimseye faydası olmayacaktır.

Yapılan çok şey olduğu gibi yapılacak da çok şey var. Yeterli mi derseniz, teknik ve bilimsel her gelişme ve ilerleme ile olası Marmara Depremine hazırlıkta son yok. Daha fazla canın kurtulması ve güvende kalması adına her gün revize edilerek ve daha fazla kapsayıcı olarak çalışmalar yürütülmelidir.

Burada önemli olan depremin ne zaman olacağından çok bizim hazırlıklarımızın ne safhada olduğudur. 17 Ağustoslar bu hazırlıkların tekrar gözden geçirildiği, öz eleştiriler ile kimsenin gocunmadan bu taşın altına elini koyabilenlerin özveri ile daha iyi bir duruma gelebileceğimiz öngörüsünü hiçbir zaman dikkatlerden kaçmasın. Kimse ben bilirim, ben yaparım, en iyisi benim

demesin lütfen. Bir elin bile gerekeceği, bir sesin, bir soluğun bile katkı sağlayacağı afete hazırlık seferberliğinde yapılan çalışmalar en kapsamlı şekilde gözden geçirilmelidir. Yerel yönetimler bu konuda öncülük yaparak, STK lara en etkin desteği devam ettirmeleri gerekiyor. Eğitimli bireyler ile daha kısa zamanda daha fazla yol katedeceğimize inanıyorum. Küçük yaşta her birey Temel Afet Bilinci Eğitimlerini almalı ve zorunlu olmalıdır :Bana kalsa yılın belli dönemlerinde adeta tazeleme eğitimi şeklinde tatbikatlarla vatandaşımız daha bilinçli hale getirilmelidir.

Yaşanacak afetler karşısında bedel ödemek istemiyorsanız afet öncesi hazırlıklara öncelikle iştirak etmelisiniz. Bu bedel kendi canınız olabilir, çocuğunuzun eşinizin canı olabilir, bir yakınızın yada sevdiğinizin canı olabilir. Yada yıllar boyu tırnağınızla biriktirdiğiniz tüm servetiniz olabilir. Kimsenin burnu bile kanamasın isteriz ama karşımızda gerçek var. Ülkemizin deprem kuşağında olması ve deprem üretmesi. Bunu engelleyemeyiz ama evimizden başlamak üzere işyerimize, resmi kurumlara ve sanayi tesislerine kadar sorgulamalıyız. Eviniz sağlam olabilir ama çocuğunuzun gittiği okul acaba güvenli mi? Fatura yatırdığınız resmi kurumun binası güvenli mi? Sanayi kuruluşları gereken tedbirleri aldılar mı? Bunları sormaya ve sorgulamaya başladınız mı karşınıza öyle bir tablo çıkıyor ki kendinizi sorumlu hissediyorsunuz. Bu sorumluluk bir noktadan sonra gönüllü olmakla özdeşleşmiş ve örtüşmüş olacaktır. O zaman hayatın önemli bir dönüm noktasını aşmış olursunuz. Yalova ilimizde karşılık beklemeden toplum sorumluluğu ve gönüllüğü ile çalışan , bu perspektiften bakan Mahalle Afet Gönüllülerini (MAG) kutluyorum. Dernekleşerek kurumsallaşan ve Yalova MAG-DER olarak Yalova kamuoyunun göz bebeği olan derneğimizin varlığını, çalışmalarını çok önemsiyorum. Bunu algılamış kişilerle ülke genelinde 3.000’i aşan Mag ile gönüllülük yaklaşımlı temel çok iyi atıldı. Her yaştan ve meslekten olan Mag’lar afete hazır ve “Sesimi Duyan Var mı?” çığlığına “Evet, Mag burada” diyebilmenin ve demenin mutluluğunu yaşıyor.

Siz de “Buradayım” diyebiliyor musunuz? Yoksa günlük hayatın çarkı arasında eriyip gidiyor musunuz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.