Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Sen Onun Zaferini Çaldın

Yazının Giriş Tarihi: 22.02.2021 09:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.02.2021 09:16

Bugün, 40’ tan fazla bilimsel makalesi yayımlanan, çeşitli topluluklara bilimsel psikoloji çerçevesinde gelişim seminerleri sunan, çok sayıda kişisel gelişim kitabı ile Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını inceleyen merhum Cüceloğu’ ndan küçük bir alıntı paylaşacağım.

 ..

Yirmi altı yaşındaydım. Amerika'ya yeni gitmiştim. Osgood'un araştırma asistanlığını yapıyorum. Aynı odada, John ve Gary adında iki asistan daha var. Bir cumartesi günü ofise gittiğimde, halının üstünde emekleyen bir oğlan çocuğu gördüm. Gary oğlunu getirmişti. Herkes kendi işini yapıyordu, ben de masama oturdum, çalışmaya başladım.

Odada oldukça alçak meşin bir koltuk vardı. Fark ettiğimde, çocuk ona çıkmaya çalışıyordu. Bir bacağını atıyor, tutunuyor ama bir türlü koltuğa çıkamıyordu. Çocuk bunu dört beş kez denedi. Baba bir yandan çalışırken bir yandan göz ucuyla oğlunu takip ediyordu. John ise hiç ilgilenmiyordu; tamamıyla kendi işiyle meşguldü. Çocuk yine deneyip çıkamayınca yerimden kalktım, çocuğun koltuk altlarından tuttum. “Hoppa!” dedim ve onu meşin koltuğun üstüne bıraktım. Çocuk hiç beklemiyordu, önce şaşaladı, sonra koltuğun üstünde öyle kalakaldı.

O zaman bilmiyordum, ama şimdi biliyorum. Benim ANLAM ÇERÇEVEM içinde o küçük çocuk benim yeğenimdi, ben de onun amcası. İçinde büyüdüğüm kasabanın anlam çerçevesi o çocukla aramızdaki ilişkiyi öyle tanımlamıştı. Yeğenim koltuğa çıkmaya çalışıyordu ve amcası olarak ona yardım etmek bana düşerdi. Çünkü babası Gary ve amcası John bir şey yapmaya pek niyetli gözükmüyordu!

Vazifesini yapmış bir amcanın mutluluğu içinde gülümseyerek Gary'e baktım.

“NEDEN YAPTIN?” diye sordu.

Vazifesini yapmış bir amcanın rahatlığı içinde,

“Çıkmaya çalışıyordu” dedim.

Gary,

“Ben de biliyordum çıkmaya çalıştığını, sen NİYE YAPTIN?” diye üsteledi.

Şaşırdım ve sinirlendim. İçimden,

“Bu Amerikalılara iyilik yaramıyor” diye düşündüm.

Ama merak etmekten de kendimi alamıyorum.

Sonra sordu,

“Sen NE YAPTIĞININ FARKINDA MISIN?”

İçimden yine sinirlendim. İstanbul psikolojiyi bitirmiş, iki yıl asistanlık yapmış, aydın bir insandım. Ne yaptığımın farkında olmayacak biri değildim.

“Bak” dedi,

“Çocuk koltuğa çıkacağına inanıyordu. Belki yarım saat, belki bir saat uğraşacaktı ama eninde sonunda çıkacaktı. Öyle ucundan tutmuyordu, çıkacağına inanmış biri olarak, kedi yavrusu gibi tutunmuştu. Bırakmayacaktı, deneyecek, deneyecek, en sonunda çıkacaktı. Çıkınca dönüp bana bakacaktı. Ben de ona ‘ÇIKTIN’, diyecektim. Sonra inecekti, yine uğraşacaktı. Bir saatte çıktığını belki yirmi dakikada çıkacaktı. Bugün bütün gün onunla uğraşacaktı ve belki de beş dakikada çıkar hale gelecekti. Bu onun bugünkü zaferi olacaktı. SEN ONUN ZAFERİNİ ÇALDIN!”

Öylece bakakaldım. Bu hayatımda hiç unutmayacağım bir ders olmuştu bana.

Biliyor musunuz, iki hafta sonra Gary'e sordum:

"Neden sadece 'ÇIKTIN" diyecektin? Neden 'AFERİN SANA OĞLUM, alkış-alkış' değil?"

Verdiği cevabı hiç unutmayacağım:

“Ben zaferine sadece TANIK olurum, onun benden AFERİN almak için başarı peşinde koşması doğru değil. KENDİSİ İÇİN BAŞARIR."

**

Sayın Doğan Cüceloğlu’ nu saygı ve rahmetle anıyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.