Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Nedir Bu Eleştiri?

Yazının Giriş Tarihi: 27.05.2020 11:33
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.05.2020 11:33

Kimlerin söylediğini bilmiyorum. Akıl defterimin bir köşesine not almışım. Şöyle:

“Ayak takımı ile dolaş ama faziletini asla kaybetme!”

“Krallarla dolaş ama gururlanıp benliğini kaybetme!”

“Her şeye önem ver, fakat kimseye olduğundan fazla değer verme!”

“ Seni seven dostlarının ve de seni sevmeyen düşmanlarının sözlerinden incinme!“

Evet, ne diyor?

Dostunun da, düşmanının da sözlerinden incinme; eleştiriye açık ol!

Eleştiri, bir kültür meselesidir. Tahsil demiyorum. Tahsil ile kültür aynı şey değildir.

Eleştiri, düşüncelerin açığa çıkarılma dürüstlüğüdür.

Eleştiri ile ne amaçlanır?

Sadece karalamak mı?

Sadece hataları ve eksikleri söylemek mi?

Hayır!

Eleştiri, terazidir.

Ele alınan konu ya da kişi, ölçüye vurulur. Eleştirileriyle olay derinliğine ele alınırken, ölçüsüzlük varsa, o da açığa çıkarılır.

Eleştiri, olayları at gözlüğü ile incelemek değildir.

Eleştiri, her eline kalem alanın, fırsat bu fırsat deyip, her aklına geleni yazması, yazma hakkına sahip olması değildir.

Eleştiri, “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti var” diyerek, ülke ve millet çıkarlarına aykırı olarak, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanması ya da bunu tartışma konusu yapmak; toplumun kutsal saydığı değerlere saldırmak da değildir!

Eleştiri, sadece ve sadece eleştirenin haklı olma meselesi de değildir.

“Ben ne yaparsam doğrudur; sen ne yaparsan yanlıştır,” zihniyeti olaylara eleştirel bir yaklaşım değil, farklı bir şeydir!

Rakip, rakiptir; düşman değil!

Eleştireceğim diye düşmanlıkları körüklemek, toplumsal değerleri zedeler, onarılamaz derin yaralar oluşturur!

Eleştiri, yüzüne karşı göklere çıkarıp, arkasından konuşmak değildir. Bu sadece kişilik sorunu olan insanın, dedikodu üretmesidir.

Tepki alırım korkusuyla kendi düşüncesini açıklamaktan çekinen insan, eleştiri yapamaz. Zaten bu tarz insanlar, kendi aleyhlerine olan eleştirileri de tepkiyle karşılarlar.

Biraz kaba olacak ama eleştiri yerine sadece övülmek, yani çanak yalayıcılık bekleyenler, çanak yalayıcılarıdır. Eleştiri bir kültür meselesi demiştim. Evet, eleştiriyi belirli bir olgunlukla karşılayabilmek, erdemdir!

Eleştiri ile hakareti birbirine karıştıranlar konumuz değildir.

Bir insanın bir başka insan hakkında çeşitli görüşleri olabilir. Herkes, herkesi kendi terazisinde tartma hakkına sahiptir. Hatır için kantarın topuzuyla oynanmaz. Hafifliklerin tartı pusulasını saklamak, başkalarının kantarında hafife alınmanın nedeni oluverir. 

Anayasa’ nın 26’ ncı maddesinde belirtilen, “ Herkes, düşünce ve kanaatlerini açıklama ve yayma hürriyetine sahiptir” hükmü gereğince:

Virüs salgınında merkezî ve yerel yönetimin yapması gerekenleri/ yaptıkları/ yapmadıkları,

Salgın hastaneleri, Atatürk Havaalanı’ na yapılan hastane,

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Kanal İstanbul,

Mısır, Suriye ve Libya’ nın iç yapıları, bu ülkeler üzerindeki emperyalizmin hedefleri ve bu ülkelere uygulanan politika,

Sığınmacı ve mültecilere yaklaşım tarzı,

Siyasî kadrolardakilerin birbirleri hakkında kullandıkları üslup ve dil,

Ekonomik önlemler, vb. konulardaki tespit, değerlendirme ve eleştirel düşüncemi ifade etme hakkımı (uygun zamanda açıklamak üzere) saklı tutuyorum.

(Son günlerde ortalıkta bir hakaret dalgası var, virüs dalgasının yarattığı bunalımdan mı nedir? Eleştireceğim derken hakaret etmek, yakışmıyor!)

GÜNÜN SÖZÜ:

“Çiviyi söksen de geride izi kalır!”

ATATÜRK DİYOR Kİ:

“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.