İnsan için son derece yaralı bir bitki olan zeytin, Kur’an-ı Kerim’ de de yer alır.

“Çardaklı ve çardaksız ( üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’ dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” ( En’am/ 141)

“(Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır.” ( Nahl/ 11)

“İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık.” ( Tîn/ 1-5)

“Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’ nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nispet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturuluyor. Onun yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu) nur üstüne nurdur.” ( Nur/35)

Kur’an- ı Kerîm’ de, zeytin ağacından aynen böyle söz edilir: “Mübarek ağaç!”

O kadar değerlidir ki, ilk çağlarda tanrılara sunuluyor, sadece tapınaklarda kullanılıyordu.

Zeytin ağacının korunmasına ilişkin kanun çıkardığı bilinen ilk kişi, Antik Çağ’ da yaşayan Solon’ dur. ( İÖ. 639- 559).

Solon, zeytinliklerde ağaç kesilmesini kesin olarak yasaklamıştı.

Zeytin, geçmişten günümüze pek çok alanda son derece yararlı şekilde kullanılmıştır; genellikle 200- 300 yıl ömür biçilen zeytin ağaçları içinde 2 000 yıl yaşayanlar vardır.

Zeytinin yararları şüphesiz ayrı bir yazı konusudur.

Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’ de sözü edilen “Ölümsüz Ağaç” diye adlandırılan Zeytin ağacı, elbette (en fazla 50- 60 yıl ömürlü) sanayi tesislerinden daha değerlidir.

AKLIMA TAKILANLAR

Erkek Millî Futbol takımının son oynadığı maçları seyrederken, turkuaz renkli formalardan büyük rahatsızlık duydum.

 Anayasamıza göre, Türk Bayrağı, “beyaz ay- yıldızlı al bayraktır.”

Turkuaz renkli formalar nereden çıktı, kimin icadı bilmiyorum; bana çekici ve güzel gelmiyor, maçı seyretme zevkimi köreltiyor, zerrece beğenmiyorum.

Turkuaz formalar derken aklıma “Adalet” geldi, “Adalet Futbol Takımı…”

Küçüklüğümde, günümüzdeki Galatasaray ve Fenerbahçe takımları yanında, Beykoz, Vefa, Emniyet, İstanbulspor, Beyoğluspor, Adalet gibi futbol takımları vardı. Adalet Mensucat Fabrikası takımı olan Adalet Futbol Takımı’ nın forması “Kırmızı- Beyaz” dı. Bende, dikine şeritli kırmızı- beyaz bir forması vardı, takımın yöneticilerinden olan Faik amca, hatıra olarak getirmişti.

Adalet, çok güçlü ve çok iyi bir takımdı, oyunu zevk veriyor, büyük takımlara kök söktürüyordu. Daha sonraları Galatasaray ve Fenerbahçe’ e oynayan Kadri Aytaç, Adalet’ te iken oldukça popüler olmuştu.

Adalet, sonraları küme düştü, şimdi nerelerde, amatör kümede var mı- yok mu bir bilgim yok.

***

Yetkililer, “ Suriyeliler için 25 milyar dolar harcadık” diyorlar.

Zor duruma düşen ülkelerinin geleceğini düşünmeden arkalarına bile bakmadan, tası tarağı toplayıp vatanlarını terk edenlere yapılan yardımların çok küçük bir bölümüyle terörle mücadele edenlerin ihtiyaçları karşılansaydı daha iyi olmaz mıydı? Örneğin helikopterlerin eksik unsurları tamamlansaydı bu kadar şehit verir miydik?

***

Türkiye’ de bugün tarım ve hayvancılık içler acısı duruma geldi. Demokrat Partisi’ nin iktidara gelmesinden sonra ABD’ den tarım ürünü satın almak için çok ağır şartlarda antlaşmalar imzaladığımızı hatırlayan var mı?

***

ATATÜRK Diyor ki:

“Türkiye halkı ırksal veya dinsel ve kültürel yönden birleşmiş, bir diğerine karşı karşılıklı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve kaderi, geleceği ve menfaatleri ortak olan bir toplumdur.”

“Türkiye Cumhuriyeti’ ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir!”

“Ne Mutlu Türk’ üm Diyene!”