Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Merhum Celâl Bayar, Türkiye’nin Nato’ya Nasıl Girdiğini Anlatıyor

Yazının Giriş Tarihi: 23.05.2022 09:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.05.2022 09:59

Günümüzün önemli konularından biri, NATO ve uygulamalarıdır.

NATO, Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilâtı demektir. İngilizcesi North Atlantic Treaty Organization’ dur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Avrupa’ daki Sovyet askerî varlığını dengelemek amacıyla 4 Nisan 1949 tarihinde kurulmuştu.

Günün en önemli sorularından biri de, Türkiye’ nin Finlandiya ve İsveç in NATO’ ya girişlerini onaylayıp onaylamayacağıdır.

Bence, Türkiye, bu iki ülkenin (günümüzde tamamen ABD’ nin kontrolündeki) NATO’ ya girişini, bir şekilde, onaylayacaktır. Ama bugünkü yazımın konusu bu değil.

Bugün, merhum Cumhurbaşkanı Mahmut Celâl Bayar’ ın anılarında Türkiye’ nin NATO’ ya nasıl girdiğini anlattığı bölüme yer vereceğim. Merhum Bayar anlatıyor:

“…Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Sayın İnönü beni tebrike geldi. Bu bir nezaket ziyareti idi, görüşmelerimiz bu çerçevede olmuştur. Ancak Sayın İnönü, yalnız bir eski Cumhurbaşkanı değil, 1938’ den 1950 yılına kadar 12 yıl devletin iç ve dış politikasını avuçlarının içinde tutmuş bir devlet adamı idi.

                Ertesi akşam, mukabil ziyaret için evine gittim. Dikkatli ve nazik bir şekilde beni karşıladı. Baş başa idik... Bir süre günlük olaylardan söz ettikten sonra, dış politika üzerinde bana söyleyebileceği önemli konular olabileceğini hatırlattım, “meselâ”, dedim:

NATO’ ya niçin girmediniz?

Bu sorumdan alınmış göründü.

Onlar istedi de biz mi girmedik Celâl Bey?

Samimî maksadımı izah ettim; gerçek durumu, NATO’ ya girip girmemek hususundaki esas fikrini öğrenmek istediğimi söyledim. Zaten verdiği cevaptan anlaşılıyordu ki, geleceğimizi NATO’ ya bağlamaktan zarar değil, fayda görmektedir. Bunu açıklıkla belirtti. Esasen benim görüş ve kanaatim de bu yolda idi. Fikir birliği içinde bulunuşumuzdan huzur duydum.

Bunun üzerine dedim ki;

-Devletin öyle sırları olur ki, bunlar çelik kasalara dahi emanet edilemez. Bu konuda bana söyleyecekleriniz var mı?

Bunun üzerine, dış politikamız hakkında güzel bir açıklama yaptı. Takip edilen siyasî politikanın esas hatlarını çizdi. Netice olarak, NATO’ da yer almamızın memleketimizin emniyet ve selâmeti için esas teşkil ettiğini söyledi.

Sayın İnönü, dış politika üzerindeki ciddî ve samimî düşüncelerini böylece bana anlatmış oluyordu, teşekkür ettim.

İkinci Dünya Savaşı sona ermiş, bu savaşı zaferle bitirmiş olan devletler savaş ertesi günlerinde, iki ayrı dev blok halinde karşı karşıya gelmişlerdi. Amerika ve Avrupa devletleri Atlantik Paktı etrafında toplanmışlar, Sovyet Rusya ve Avrupa’da işgal altında tuttuğu devletler sonradan Varşova Paktı olarak isimlendirilen bir topluluk halinde kenetlenmişlerdi. Bu iki blok arasında bir “Soğuk Savaş” vardı. Biz, yalnızdık. Varşova Paktının üstün gücü, Sovyet Rusya, Boğazlar statüsünün yeniden ve kendisiyle gözden geçirilmesini istemiş, üç Doğu vilayetimiz üzerinde de toprak istekleriyle karşımıza dikilmişti.

Buna karşılık, Atlantik Paktının etrafında toplanan Amerika ve Avrupa devletleri, Türkiye’ yi aralarına almak istemiyorlardı. Müttefikimiz İngiltere, Atlantik Paktının Avrupa medeniyetini savunmak için kurulduğunu ileri sürerek Türkiye’ nin bu pakta alınmasına muhalefet ediyor, dostumuz Amerika da belli bir sebep göstermeden İngiltere’ nin muhalefetini destekliyordu.

Atlantik Paktına girmeyi sağlamak, ya da yeni bir Akdeniz Paktı kurucuları içinde bulunarak, kolektif bir emniyetin siperine sahip olmak gerekti.

Sayın İnönü’ nün evinden ayrılır ayrılmaz, Başvekil Adnan Menderes’ i buldum ve durumu kendisiyle uzun- derin görüştüm. Başvekil de bu konuda benim gibi düşünüyor, Sovyet Rusya’ nın belli istekleri karşısında yalnız kalmamak için kolektif bir emniyetin zorunluluğuna inanıyordu.

“Öyle ise” dedim, “Bakanlar Kurulu’ nu toplayalım ve durumu görüşelim.”

Bakanlar Kurulu Çankaya’ da benim başkanlığımda toplandı.

Konu uzun uzun ayrıntılarıyla incelendi.

… Son sözü ben aldım ve Bakanlar Kurulu toplantısını kapatırken,

“Hazır olun arkadaşlar, Atlantik Paktı’ na gireceğiz” dedim.

Hükümet, gereken etütlerini ve hazırlıklarını bitirdi. Bunun üzerine müttefikimiz Fransa ve İngiltere ile dostumuz Amerika’ ya Atlantik Paktı’ na alınmamız konusunda yeniden başvurduk. Bekledik, gelen karşılık olumsuzdu. İngiltere, Atlantik Paktının Avrupa medeniyetini savunmak için Avrupalı memleketlerden kurulduğunu söylüyordu.

Amerika, “şimdilik” kaydı ile bunun mümkün olamayacağını bildirmişti.

… Sonuçta, uzun müzakerelerden sonra bu sefer Amerikalılar, Dışişleri Bakanlığımıza sordular:

“Siz NATO’ ya gireceksiniz. Peki, Yunanlılar ne olacak?”

Kendilerine, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla cevap verdik:

“Yunanlıların girmesi, politikamızı kuvvetlendirir. Akdeniz’ de emniyet ve asayişimizi daha güçlü yapar. Girmelerini temenni ederiz.”

Bu soru bazı mülahazalara/ düşüncelere dayanıyordu. Yunanlılarla aramızda bazı ihtilâflar/ anlaşmazlıklar olmuştur. Bu ihtilâfların yarattığı görüş ve menfaat ayrılıkları, aynı gaye için bir arada bulunmamızda güçlükler yaratabilirdi. Amerika’ nın araştırdığı ve bizden öğrenmek istediği bu idi.

Ben ve Hükûmet, Yunanlılarla dost olmakta ve aradaki maziden kalma pürüzleri temizlemekte fayda görüyorduk. Özellikle ben, Atatürk’ ten mülhem olarak/ esinlenerek Balkan Antantı’ nın, Yakın Doğu’ nun güvenliğine önemli katkılarda bulunabileceğine inanıyordum. Bu gün de kanaatim değişmiş değildir. Bu sebeple Amerikalıların sorusuna hiç tereddüt etmeden:

“Yunanlılar da safımızda bulunurlar, daha kuvvetli oluruz” yanıtını verdim.

Hükûmet de bu düşünceme aynen katıldı.

Böylece NATO’ ya girmek için arada en ufak bir endişe kalmıyordu. Amerika Hariciyesi de fazla düşünmedi. Türkiye, komşu Yunanistan ile birlikte NATO’ ya katıldı.”

KAYNAK: Celâl Bayar Anlatıyor: Başvekilim Adnan Menderes, Derleyen: İsmet Bozdağ, Tercüman Yayınları, İstanbul, 1986, Sayfa 127- 133.

Bu günlük de bu kadar.

Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.