Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kentlerin Bir Kimliği Vardır

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2018 06:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2018 06:09

Biraz düşünün, bakalım bulabilecek misiniz?

Yürüyen Köşk’ü ya da Termal’ deki Atatürk Köşkü’ nü düşünmeyin, o Atatürk’e mahsus ve ona ait özellikler taşıyan ayrı bir olay…

Yalovalı’nın Yalova için yaptığı bir bina düşünün…

Ya da sadece Yalova’ya ait özgün bir cami, özgün bir köprü, bir heykel, bir park, bir obje, vb…

Benim için yok.

Atatürk heykeli özgündü ama şimdi o aslından çok uzak!

Her taraf estetikten yoksun, denizi kapatmış, yüksek beton yığınlarıyla kaplı… Bir ara benim için Yalova’nın en güzel binası, Gazipaşa Caddesi’nde, PTT ve köprüyü geçtikten sonra, sağ tarafta deniz kıyısında bulunan “Aşı Boyalı Karaca Evi” idi. O da aslından uzaklaştı.

Görüyoruz ki, bürokrasi gelişmeleri plânlama ve kontrol altına alabilmekte hazırlıksız olduğu için geç kalmış…

İdarî mekanizma, siyasetin tabiatında olan ve ekonomiden ileri gelen kendi kronik iç hastalıklarıyla boğuşuyor.

Çoğunluk, sağlıklı bir genel düzen yerine, kendi kısa vadeli- güncel plânlamaların peşinde…

Böylece, Zümrüt Yalova, giderek tüm güzelliklerini yitiriyor.

Kentler, yeryüzünde insanlığın yüzlerce, hatta binlerce yıllık kültürlerinin yaratıldığı ve doyasıya yaşandığı yerlerdir. Kentleri diğer yerleşmelerden ayıran sadece fiziki büyüklükleri değildir.

Kültür birikimi de sosyal ve ekonomik yapısıyla birlikte, yerleşim yerlerine gerçek bir kent olma niteliğini kazandırmıştır.

Kültürel kimlik, aynı zamanda o kentin kişiliğidir. Kapalıçarşı’yı ya da Topkapı Sarayı’nı görmeden İstanbul, Kaleiçi’ni görmeden Antalya, Yeşil Külliyesi’ni ya da Ulucami’yi görmeden Bursa, Balıklıgöl’ ü görmeden Şanlıurfa görülmüş sayılmaz.

Tüm bu ve bunlar gibi kentler, kendilerini tarihî, coğrafî ve kültürel değerlerinden oluşan kimlikleriyle tanıtırlar.

Bugün, uygar dünya, kentlerin kimliklerini korumak; tarihî, coğrafî ve kültürel karakterlerini yaşatmak için her türlü çabayı gösteriyor.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da imar yönetmeliği, “bu kentte, tarihî çevre ile uyumsuz bina yapılamaz” maddesiyle başlıyor.

İtalya’da, Cenova kentinde eski mahalleleri yıkmamak için, motorlu ulaşım yolları bile kentin altından tüneller açılarak geçiriliyor.

İngiltere’de, Londra’nın belki de yarısını kaplayan iki- üç katlı sıra evler yıkılıp yerlerine yirmi- yirmi beş katlı apartmanlar dikilemiyor.

Eski Roma, eski Viyana, eski Londra’nın göbeğine gökdelen dikmeyi kimse düşünemiyor.

İnsan, Prag’ı, Budapeşte’yi, Floransa’yı ve buradaki tarihi anıtları- çeşmeleri- meydanları-merdivenleri-köprüleri gördüğü zaman, gözlerine inanamıyor.

Bunlar oldukları gibi korunuyorlar.

Buralarda, trafiğe elverişsiz diye evler yıkılıp, sokak ve caddeler genişletilmiyor.  Aksine tarihî yerler olduğu gibi korunurken, çok katlı binalar ve geniş yollar, eski kentlerin dışındaki yeni yerleşim yerlerine yapılıyor.

Bizde ise, Avrupa’daki yaşıtlarından hiçte geri olmayan eski kentlerimizin kültürel kimlikleri neredeyse tümüyle yok edildi, gitti. Yeni ve modern yapılaşma özentisiyle, kültürel ve tarihî kimlik yok edildi, yok edilmeye devam ediliyor.

Yalova, tarihî ve turistik bir yer değildir.

Yalova’nın özelliği, üç büyük kentin ortasında, denize girme olanakları sunan, Termal’i ile hastalıklara şifa veren, el değmemiş doğasıyla insanı dinlendiren sade bir sahil yerleşimiydi.

Körfez’e yapılan sanayi tesisleriyle denize artık girilemiyor.

Geriye, sadece el değmemiş bakir doğası kalmıştı.

O da, giderek ve hızla yok oluyor.

Yalova’nın o güzelim kumsallarının üzeri dolduruldu, sonra da dolan yerlere çim ekildi.

Çim mi önemliydi, doğal kumsal mı?

Son durumu bilmiyorum; bir zamanlar Termal’in arazisi, hem Gökçedere, hem de Üvezpınar tarafından kemiriliyor; çeşitli yazışmalara rağmen herhangi cezai bir müeyyide uygulanmıyordu. Dedim ya, son durumu bilmiyorum!

Birinci sınıf tarım arazisi olan Atatürk Çiftlikleri’ nden hiç söz etmek istemiyorum; Atatürk zamanında kaçar kilometre kareydiler, şimdi geriye ne kaldı?

Kimileri, bütün bu yok oluşu, bu kültürsüzleşmeyi, bu çirkin ve anlamsız betonlaşmayı tek sebebe bağlıyorlar: “Kalkınmak”

Bu gerekçe hiç de mantıklı değil.

Uygarca da değil.

Uygar ülkeler, bizden kat kat ileri düzeyde olan teknolojik olanaklarını, kimliklerinin köklerini kazımak için değil, tam tersine, kültürlerini yaşatmak ve böylece daha güçlü uygarlıklara ulaşmak için kullanılıyorlar.

Bakalım biz, Yalova’da, ne zaman anlamsız ve şekilsiz betonarme yapmak yerine, Yalova kimliğine en saygılı mimaride betonarmeyi kullanmakla övünebileceğiz?

Bakalım, günümüzde çevreye saygısızlığın ön plânda olduğu Yalova’da, gelecekte Yalova’nın kent kimliği denince ne anlaşılacak?

BETON YIĞINLARLA YEŞİLİ KATLETMEYİN

Yalova İDO iskelesinin karşısında bulunan Yalova Meteoroloji Müdürlüğü binasının yanındaki yeşil alan ve parka okul yapılması için imar değişikliği talebi var. O gürültülü ve yoğun trafiğin olduğu alana bir okul yapılması nasıl düşünülür? Hiçbir velinin trafiğin bu kadar yoğun olduğu yere çocuğunu götürmek isteyeceğini zannetmiyorum.  Üstelik burada bir okul yapımı mevcut trafiği daha da yaşanmaz hale getirecektir.

Eyyy siyasiler, önce Yalova’ mızın geleceği olan çocuklarımızın can güvenliğini düşünün; gelecek nesillerin bize emaneti yeşilin katledilmesine lütfen izin vermeyin!

Tekrar tekrar yazdım yine yazıyorum:

TİGEM arazisine üniversite yapılmasını son derece yanlış olarak değerlendiriyorum. Bu düşüncemden asla vazgeçmiş değilim!

TİGEM’ den Belediye’ ye geçen Arboretum arazisine her ne olursa olsun beton yığınları dikilmesini asla uygun bulmuyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün bir dalın kesilmesi yerine bir köşkü bulunduğu yerden ileri yürüterek dünyaya bir çevre dersi verdiği Yalova’ da yeşili katletmek için lütfen birbirimizle yarışmayalım.

Beton yığınlarla yeşili katletmeyelim!

ATATÜRK DİYOR Kİ:

“Ne Mutlu Türk’üm Diyene!”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.