Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hisse Ve Hak

Yazının Giriş Tarihi: 21.01.2017 06:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.01.2017 06:24

“Engin gönüllü kimselerin hikmetleri de cevherle doludur. Aklın varsa hazinelerden faydalan, onlardan uzak kalma!” sözü de Molla Cami’ ye aittir.

Molla Cami’nin, “şaka-latife” adı altında toparladığı anlatılardan biri de şöyledir;

Bir bahar günü arkadaşlarla gezme, manzara seyredip hava alma ve eğlenme amacıyla kıra gittik. Çok güzel ve hoş bir yerde oturup soframızı kurduk. Uzaktan bir köpek soframızı görerek hemen yanımıza geldi. Arkadaşlardan biri yerden taş alarak onu ekmek verir gibi köpeğin önüne attı.

Köpek önüne atılan şeyi kokladı ve geri dönüp gitti. Sonra ne kadar çağrıldıysa da aldırış etmedi, gelmedi. Orada bulunanlar dona kaldılar. İçlerinden biri, konuştu;

– Neden geri gelmedi biliyor musunuz, köpek kendi kendine şöyle düşünmüş ve demiştir ki; bu adamlar hasislikten ve açlıktan taş yiyor. Bu gibi adamlardan ne hayır gelir? Onların sofrasından ne umulur ve ne yarar beklenir?

Molla Cami’nin hissesine gelince; Efendi sofrasını kurdu mu sevinir keyfeder. Sofrada uzaktan ya da yakından başkalarının da payı vardır. Ne yazık kedinin nasibi, hissesi yakından sopa; biçare köpeğin kısmeti, payı da uzaktan taştır.

***

Molla Cami, "kanaat denilen fazilet"le ihtiras ve tamah denen zaaflara dikkat çekmek için, yine köpeğin konuştuğu bir hikâye anlatır:

"Köpeğe demişler ki: Niçin senin bulunduğun evin etrafında dilenci dolaşmaz; yattığın eşiğin üzerinden geçmez? Bu nedendir?

Köpek, sebebi budur, diye şu cevabı vermiş:

- İhtiras ve tamah denilen şey benden uzaktır. Ben, kanaatkârlığımla meşhurum. Ben, bir sofradan atılan kırıntı ekmek ve bir kebaptan fırlatılan kuru kemikle kanaat eder, memnun kalırım.

Ama dilenci öyle mi ya? Dilenci ihtiras ve tamah maskarasıdır. Daima açlıktan dem vurur. Hiçbir zaman karnım toktur demez. Tarlasında bir haftalık yiyeceği bulunduğu halde bir gecelik ekmek için dolaşır durur ve dilenir. Sırtında on günlük gıdası bulunduğu halde elinde dilencilik sopası, gezer durur.

Kanaat denilen meziyet ve fazilet ihtirastan, tamahtan uzaktır. Kanaatkâr kimseler harislerden ve tamahkârlardan nefret ederler."

* Molla Cami'nin hissesi: Kanaat denilen fazilet, ayak bastığı her gönülde ihtiras ve tamahın elini bağlar. Kanaatin, kendi faziletini gösterdiği her yerde hırsın pazarı kesatlığa uğrar ve hırsın açtığı savaş sökmez...

***

Hırs ve tamah üzerine bir "şaka" da şudur:

"Bir erkek evlâda şöyle bir sual sordular: Mirasına konmak için babanın ölümünü bekler ve ölmesini ister misin?

Erkek evlât şu cevabı verdi:

- Hayır, ölmesini istemem. İsterim ki onu öldürsünler de hem mirasını hem de kanının diyetini alayım."

* Molla Cami'nin hissesi: Malı için babasını seven evlât ister ki babası hayatta kalmasın da malı kalsın. Hele buna da kanaat etmeyip babasının öldürülmesiyle, mirasla beraber bir de diyet beklemek ve istemek! Bu kafiyen hoş bir şey değildir. Yazık! Ne iğrenç şey!

***

SEVGİYLE KALIN!

YAŞAMAK GÜZEL ŞEY!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.