Okulların açıldığı ilk gün dersten çıkan öğrenciler, yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp, çağırarak geçer giderler. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam buna bir son vermeye karar verir.
Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapının önüne çıkar onları durdurur ve, "Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün bir dolar vereceğim" der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve şöyle der:
"Çocuklar, enflasyon beni de etkilemeye başladı. Bundan böyle size sadece günde elli sent verebilirim…"
Çocuklar pek hoşlanmazlar, ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları.
"Bakın" der, "Henüz maaşımı almadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?"
Çocuklar, "İmkânsız bayım" der.
"Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz.”
***
VAAZ
Kâmil Efendi at bakıcısıdır. Bir Cuma günü camiye gelir. Bakar ki hiç kimse yok! Vaaza hazırlanan hoca, cemaat olmadığını görünce Kâmil Efendiye sorar:
“Senden başka kimse yok. Ne dersin, vaaz edeyim mi, yoksa etmeyeyim mi?”
Kâmil Efendi,
“Ben seyisim. Bu işlerden anlamam. Benim yirmi atım var. Hepsi kaçıp gitse biri kalsa, onu ihmal etmem, yine bakarım” der.
Bunun üzerine hoca, uzun uzun vaaz eder.
Namaz sonrası Kâmil Efendi’ ye sorar:
“Nasıl, vaazımı beğendin mi?”
Kâmil Efendi şöyle der:
“Ben seyisim, vaazdan anlamam. Ancak ben yirmi atın suyunu ve yemini bir ata verip onu çatlatmam.”
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
YONCA BADERNA
Gürültü
Okulların açıldığı ilk gün dersten çıkan öğrenciler, yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp, çağırarak geçer giderler. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam buna bir son vermeye karar verir.
Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapının önüne çıkar onları durdurur ve, "Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün bir dolar vereceğim" der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve şöyle der:
"Çocuklar, enflasyon beni de etkilemeye başladı. Bundan böyle size sadece günde elli sent verebilirim…"
Çocuklar pek hoşlanmazlar, ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları.
"Bakın" der, "Henüz maaşımı almadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?"
Çocuklar, "İmkânsız bayım" der.
"Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz.”
***
VAAZ
Kâmil Efendi at bakıcısıdır. Bir Cuma günü camiye gelir. Bakar ki hiç kimse yok! Vaaza hazırlanan hoca, cemaat olmadığını görünce Kâmil Efendiye sorar:
“Senden başka kimse yok. Ne dersin, vaaz edeyim mi, yoksa etmeyeyim mi?”
Kâmil Efendi,
“Ben seyisim. Bu işlerden anlamam. Benim yirmi atım var. Hepsi kaçıp gitse biri kalsa, onu ihmal etmem, yine bakarım” der.
Bunun üzerine hoca, uzun uzun vaaz eder.
Namaz sonrası Kâmil Efendi’ ye sorar:
“Nasıl, vaazımı beğendin mi?”
Kâmil Efendi şöyle der:
“Ben seyisim, vaazdan anlamam. Ancak ben yirmi atın suyunu ve yemini bir ata verip onu çatlatmam.”