Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çiçek Kenti Yalova’ Yı Çiçeklerle Süslemek

Yazının Giriş Tarihi: 17.12.2018 06:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.12.2018 06:37

İlkbaharda, yapraklarından önce açan morumsu ya da kırmızımsı pembe renkli gösterişli çiçekleri nedeniyle park ve bahçelerde yaygın olarak yetiştirilir.

Yüksekliği 2-10 metre arasında değişen erguvanın, üst yüzü koyu yeşil olan yürek biçiminde yaprakları vardır.

Gazetelerde okumuştum: İstanbul’da Kadıköy Belediyesi, birkaç sene önce, “ Her bahçeye bir erguvan “ kampanyası başlatmıştı.. Çiçek açmaya hazır 5 000 ağaç, bahçelere dikilecekti. Sonucu bilmiyorum. Konu, Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün ilgi sahasına girer.

Keşke aynı kampanya, Yalova’da da açılsa…

Hastahane kavşağından itibaren, Tonami Meydanı’na kadar otoyolun iki tarafı ve Tonami Meydanı, erguvan ağaçlarıyla süslense…

Bir de kent içinde, Fatih Caddesi’ni, iki tarafı erguvan ağaçları ile süslü düşünün…

Şehrin görüntüsü ne kadar değişir değil mi?

Çok mu zor, bilmiyorum.

Özellikle, Bahçelievler Mahallesi’nde her evin bahçesine “ hanımeli”  dikilse, fena mı olur?

Zannediyorum bu sözümün ne anlama geldiğini, evinin bahçesinde hanımeli olanlar, ya da bir zamanlar böyle bahçeli bir evde yaşamış olanlar çok iyi anlar.

Parklarda ve yol kenarlarında süs bitkisi ve gölgelik olarak yetiştirilen ağaçlardan biri de, ıhlamurdur.

Ihlamur ağaçları çiçek açmaya başladığında, yüzlerce metre uzaktan mis gibi kokusu gelir.

Şehit Ömer Faydalı Caddesi iki taraflı olarak sadece ıhlamur ağaçları ile süslense, birkaç sene sonra, inanın burası herkesin yürüyüş yapmak için fırsat kolladığı bir yola dönüşür.

Okaliptüs ağacı, sulama ihtiyacı hissetmeden, toprağın derinliklerindeki suyu çeken ve alttaki bataklığı kurutan bir ağaçtır. Çok süratle büyür ve yaprak dökmeyen yapısı nedeniyle, bölgeyi değişik bir orman yapısına dönüştürür.

17 Ağustos Parkı, yıkılan evlerden çıkan enkazla doldurulduğu için, dibi bataktır ve muhtemelen ilk depremde, denize kayacaktır.

Bu alana, uygun aralıklarla okaliptüs ağacı dikilebilir. Toprağın derinliklerine kök salan yapısı nedeniyle, toprağı tutar ve sağlamlaştırır.

17 Ağustos Parkı’ na dikilecek ağaçlardan biri de “Alev Ağacı” dır.

Alev ağacı, bahçe düzenleme ve güzelleştirme çalışmalarında sıkça tercih edilen dayanıklı bir dış mekân süs bitkisidir. Her zaman yeşil kalabilen bir bitkidir. Genellikle nemli toprakları tercih eden bu bitki türü, ayrıca bol güneşten hoşlanır. Nisan ve mayıs aylarında çiçek açan alev ağacı adını kırmızı uç yapraklarından almaktadır. Ortalama boyu düzenli bakımla 50 santimetre olan bu ağaç, kendi başına büyümeye bırakıldığında 10 metreye kadar ulaşabilmektedir. Alev ağacı hızlı büyüyen, kolay bakılabilen, uzun ömürlü ve dayanıklı bir bitkidir.

Keza, TİGEM’den kalan elma bahçesine de, okaliptüs dikilebilir.

Gelelim Paulovnia’ ya… Ağaç değil, sanki fabrika…

Gövdesi keresteye çok uygun, geniş yaprakları ve hoş kokulu çiçekleri ise son zamanlarda hızla büyüyen peyzaj alanında bir numaralı kullanım malzemesi…

Paulovnia, farklı dokusu sayesinde, keresteciliğin dışında, mobilya kaplamasında, müzik aletleri yapımında, izolasyon malzemelerinde de kullanılabiliyor.

Ayrıca çiçeklerinden arılar faydalanabiliyor ve yapraklarından yem yapılabiliyor.

80 yıllık ömrü olan bu ağaçlar, uygun bölgede ve uygun şekilde yetiştirildiği zaman hemen hemen hiç ölüm riski yok.

Paulovnia yetiştirmek kârlı bir iş, her şeyi para ediyor.

Paulovnia’ ya işlendikten sonra her türlü şekli verebiliyorsunuz. Ayrıca, budaksız ve güzel kerestesi, kendisini, kaplama alanında en ideal malzeme yapmış durumda…

Paulovnia’nın özel dokusu, kâğıt mukavva yapımında da kolaylık sağlıyor.

Bunun yanı sıra, sesi iletebilme özelliği Paulovnia’ ya ayrı bir değer katıyor ve müzik aletleri yapımında da kullanılıyor.

Ayrıca, ateşe dayanıklı olan Paulovnia, izolasyon alanında tercih ediliyor.

Çürümeye, kırılmaya ve çatlamaya karşı dayanıklılığı, eksi 18 dereceye kadar dayanımını koruması, kullanım amacını artırıyor.

Yalova, neden Paulovnia üretilen bir yer olmasın?

Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nün konu hakkında ayrıntılı bilgi ve çalışmaya sahip olduğunu hatırlatırım.

Unutmadan onu da belirtelim: Atatürk’ün Termal’e eliyle diktiği ağaçlar arasında Paulovnia da var. Meraklısının gidip görmesini öneririm.

Kısaca Jojoba Ağacı’ndan da bahsetmek istiyorum.

Jojoba ( Simmondsia chinensis) Ağacı, Şimşirgiller (Buxaceae) familyasından, derimsi yapraklı çalı cinsi, fakir ve çorak orman arazilerinde  yetişebilen, kuraklığa dayanıklı ve çok değerli odun dışı ürün veren bir ağaçtır. ABD’de çok popüler olan Jojoba Ağacı’nın bu ülkede derneği bile vardır.

Bu ülkede stratejik bitki olarak ilan edilen Jojoba: Gıdadan tekstile, savunma, ilâç, boya, otomotiv ve kağıt sektöründen, sanayi ve kozmetiğe kadar binlerce üründe kullanılıyor.

Örneğin, yaklaşık 2 metre yüksekliğindeki bu sert dallı bitkinin meyvelerinden “Jojoba Yağı” çıkarılıyor. Bu yağ: sabun, şampuan ve saç kremi gibi çeşitli kozmetik ürünlerde kullanılır.

Jojoba Ağacı, Yalova ili boş orman ve hazine arazilerine dikilebilir. Jojoba fidanı, 25 metreye kadar inen kökleriyle toprak kaymalarını ve erozyonu  önler.

Jojoba Ağacı ve meyvelerinin kullanımını çok özet olarak yazdım. Konuya ilgi duyanlar araştırdıklarında çok çarpıcı bilgilerle karşılaşacaklardır.

Erguvan Ağacı’ndan nerelere geldik.

Doğrusu, çoğunluğu estetikten yoksun çirkin beton yığınlarıyla kaplı bir Yalova yerine,

Mis kokulu Hanımeli- Ihlamur;

Estetik açıdan çok şey katacak olan Erguvan;

Fonksiyonerliği ve ekonomiye sağlayacağı katkılarla Okaliptüs, Paulovnia ve Jojoba  ağacı kaplı Yalova’yı  tercih ederim.

Bir de ağaç budama konusu var.

Mevsiminde ağaç budaması, ağacın dallarını ana gövdesine yakın yerden kesmek mi demek?

Ağaç, dallarıyla büyür.

İstanbul Caddesi’ ni ele alalım. Buradaki ağaçların dalları, budama mevsiminde, ana gövdeye yakın yerden kesiliyor, görüntü son derece çirkin.

Bu ağaçların dalları, cadde üzerinde birbirlerine ulaşacak tarzda budanamaz mı?

Yani testereyle kesip biçmek yerine, olaya estetik açıdan yaklaşılamaz mı?

Eski TİGEM kavşağından Yenimahalle’ ye kadar giden Çınarlı Hıyaban (Hıyaban; iki tarafı ağaçlı yol demek), gerçekten de bir hıyaban olarak düzenlenemez mi?

Yalova’ nın değişik yerlerine (sekoya, cümbez ağacı,vb.) karakteristik ağaçlar dikilemez mi?

Bir zamanlar Yalova’ nın adı “Zümrüt Yalova” imiş; halen bir beton yığını görünümündeki Yalova, Yalova tekrar “Zümrüt Yalova” olamaz mı?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.