Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Atatürk Dönemi Yalova İmar Plânı

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2018 06:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2018 06:35

Yapılanları beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, o ayrı bir konu…

Çalışmaları görünce, Atatürk’ün direktifleriyle yapılan Yalova İmar Plânı hakkındaki 14 Mart 1938 tarihli raporu hatırlamak gerekir diye düşünüyorum. İşte o sözü edilen raporun bir bölümü:

“...Bir liman olarak Yalova’yı şu şekilde hülasa edebiliriz.

Yolcu vapurları ki en ziyade Akay postalarıdır, hali hazırda mevcut iskeleye yanaşırlar.  Burası mevkii itibariyle imar plânında da iskele olarak muhafaza edilmesi muvafık görülmüştür. Kasabanın ilerideki gelişmesini göz önüne alarak mevcut iskele lodos rüzgârlarını siperleyecek  bir şekilde uzatılmıştır. İskelenin burada olmasının en büyük kıymetlerinden biri de Bursa yolunun muntazam bir şekilde ve doğrudan doğruya buradan başlamasıdır. Bundan başka kasabanın ilerideki alacağı şekli göz önüne alırsak iskele, merkezi bir vaziyette kalmaktadır.

İhracat yönünden ise Yalova’ya İstanbul’un bir hinterlandı gözüyle bakılabilir. Burada mevcut olan Karamürsel istikametindeki Millet ve kaplıcalar yolu üzerinde Baltacı çiftlikleri kendi mevcut dahili iskeleleri vasıtasıyla kendi ham madde ve çiftlik ürünleriyle hayvanları İstanbul’a naklederler. Son senelerde bilhassa Baltacı çiftliğinin limanı bütün civar köylerden ve hatta Bursa’dan gelen maddeleri buradan ihraç eder.  1/ 5000 mikyaslı imar plânında bu durum göz önüne alınarak, Baltacı Dere kenarı eşya limanı olarak çağdaş bir şekilde düzenlenmiştir. Burada dere kenarında ufak bir sanayi merkezi de kurulabilir. Bu sanayii, dericilik, konservecilik, tütüncülük ve saire gibi küçük sanatlar şeklinde tasavvur etmek lâzımdır. Böylelikle Yalova ve civarı üretiminin nakliyesi en başarılı bir şekilde ve şehrin manzarasını hiç bozmadan kendine özgü bir çerçeve bulmuş olur.

Kasabanın imar plânı düzenlenirken 50 senelik gelişimi göz önüne alınmıştır. Nüfus sayısı bu günkünün iki misli olarak kabul edilmiş ve yaklaşık olarak 3500 kişi olacağı var sayılmıştır.

Bölgelerin bölünmesinde, şehrin bu günkü bünyesi korunmuştur.  Çarşı ve ticaret yeri olarak Bursa yolu, sahildeki Millet Çiftliği istikametindeki yolun bir kısmı ve kaplıcalara giden yolun köprüye kadar olan kısmı kabul olunmuştur ki, bunlar imar plânında kapalı inşaat  tarzında gösterilen yerlerdir.

İskele önündeki büyük meydan, Cumhuriyet Meydanı olarak düşünülmüştür. Bunun sağ ve sol tarafında sadece resmi binalar yapılıp deniz kısmı tamamen açık bırakılarak güzel ve muntazam bir şekil verilmeye çalışılmıştır. Yeni yerleşim bölgesi olarak asfalt boyunca kaplıcalara oldukça yakın olan arazi seçilmiştir. Yalova kaplıcalarında tedaviye ve yıkanmaya muhtaç her vatandaş, ailesiyle birlikte halen çok pahalı olan kaplıca otellerinde oturamaz. Bu önemli sosyal durum göz önüne alınarak, kasabada konforlu ve aynı zamanda ucuz kiralık villalar düşünülmüştür. Bunlar yazlık olarak da kiralanabilir. Otobüslerle sabah akşam, hatta günde birkaç defa, kaplıcalara gitmek burada oturanlar için mümkündür. Bu suretle, Yalova kaplıcalarından geniş halk kitlelerinin yararlanması sağlanacaktır.

Bu villalarda sükûnetin sağlanması için, durumun sağladığı olanaklar çerçevesinde, yolun gürültüsünden uzaklaşmaya çalışılmıştır. Villalar ayrı ayrı gruplar halinde adeta yeşillikler içerisine gömülerek düzenlenmiştir. Bunların arkasındaki bahçeler, yemiş bahçesi olarak düşünülmüştür.

Bu villaların arka tarafındaki boş sahaya, şehrin nüfusunu arttırmak maksadıyla göçmenler yerleştirilecektir. Bunların arasındaki sahalar da oldukça büyük olup sebze bahçeleri olarak bırakılmıştır. Bu sahada aynı zamanda örnek bahçelerin yapımı da mümkündür.

Bursa, Karamürsel ve kaplıcalara giden otomobillerin durak yerleri, halen çok kıymetli olan sahildeki yerinden kaldırılmıştır. Burası şerefli ve büyük Cumhuriyet Meydanı olarak düzenlenmiş, durak yeri de bu meydanın karşısında ve asfalt yolun diğer tarafına yapılmıştır.

Yalova’nın ulaşım açısından geleceği ve gelişimini gayet muntazam bir tarzda düzenlemeye özellikle dikkat edilmiştir. Asıl yollar ki, bunlar Karamürsel ve Bursa caddeleriyle, kaplıcalar ve köylere giden yollardır. Bunlar Cumhuriyet Meydanı’nda birleştirilmiştir. Yalova’nın esas ve ana damarlarını meydana getiren bu yollar sayesinde, muntazam bir şekilde ulaşım sorunu halledilmiştir. Diğer yollar daha ziyade mesken yolları olup yayalara ait caddeler şebekesinin teşkilâtında ana damarların ikinci derecede yollarla mümkün olduğu kadar az çarpışma husule getirmelerine dikkat edilmiş ve kasabanın ekonomik vaziyeti göz önünde tutularak yol sayısı asgariye indirilmiştir.

Bütün caddelerin genişlikleri ve adaların ebadı yapı yollar kanununa göre tespit edilmiştir. Yalnız kasabanın eski yollarının ekserisini şimdiden lağvetmek imkânsız bulunduğundan bunlar yayalara ait gezinti yolları olarak bırakılmıştır. İskelenin doğu tarafındaki mevcut Millet Çiftliği ile kasaba arasındaki sahaya, yine göçmenlere tahsis edilmesi tasarlanan binalar yerleştirilmiştir. Bu bölgenin önündeki adalara deniz tarafında belediyeye birçok inşaata müsaade edilerek sahipleri tarafından yaptırılmış bulunduğundan adı geçen binaların korunması da ayrıntılı şekilde düşünülmüştür.

Otobüsler için genel garaj, mezbaha ve park yeri için belediyenin sarf ettiği büyük gayretler göz önünde tutularak bu binalar da aynen korunmuştur.  Bu güzel yerden daha iyi bir şekilde istifade etmek imkânları olup ileride burada büyük mağazalar ve saire yapmak uygundur.

20 metre genişliğinde kamulaştırılan ve garajlara doğru giden sahil yolu garajdan itibaren 12 metre genişliğinde olarak Millet Çiftliği istikametine doğru uzatılmış ve çiftlik hududu boyunca güney kısmındaki Karamürsel caddesine bağlanmıştır.

Mevcut Yalova deresi batısındaki saha, spor alanı olarak düşünülmüştür. Bu münasebetle derenin kenarı tamamen ağaçlandırılmış ve bu yeşil saha, asfaltı geçerek deniz kenarındaki rıhtım boyunca Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam ettirilmiş ve buradan da kasaba doğusundaki Millet Çiftliği’ne kadar varan bu ağaçlar denizden Yalova’ yı oldukça seçkin bir şekilde süsleyerek kasabaya bir sayfiye (yazlık) karakteri vermiştir.

Koşu yeri halen mevcuttur. Yalnız yeni imar plânında burası lüzumu derecede daha çağdaş bir şekle sokulmuştur.

Mezarlık sahası olarak, köylere giden yol ile dere arasındaki alan kabul edilmiştir. Burası mezarlık olarak seçilirken ileride kolay bir surette ağaçlandırılabileceği hakkındaki düşünce en büyük rol oynamıştır.

Hava alanı, deniz uçaklarının da yararlanabilmesi için,  Millet Çiftliği’nin bir kısmı kamulaştırılarak, sahilde yapımı uygun görülmüştür. Bu arazinin coğrafî durumu itibariyle düz olması ve rüzgâr istikametine elverişli bulunması hava alanı olarak tercihine sebep olmuştur.

Yalova İmar Plânı hazırlanırken kasabanın 50 senelik gelişmesini sağlayacak bütün çağdaş şehircilikte memleketimizin sosyal esaslarının tatminine çalışılmıştır.

50 senelik  bir müddet zarfında bittabi bir çok yeni fikirler ve yeni konular, kasabanın ilerideki çıkarları için ortaya atılabilir. Düzenlenen İmar Plânı’ nın esas fikirlerini bozmadan meydana gelecek bu yeni ihtiyaçlara göre plânı değiştirmek mümkündür. Çünkü İmar Plânı, yaşanılan bir zamanın aynasıdır. Ve asıl kıymeti hali hazır karakterine uymasıdır.”

***

Atatürk, 1937 yılında, trenle Diyarbakır’a giderken, demir yolunun yanından geçtiği gölü ve etrafını görünce der ki:

“Burayı Doğunun Yalovası yapmalıyız.”

Bu sözde ve yukarıdaki imar plânı raporunda Atatürk’ün Yalova sevgisi ve Yalova’nın geleceğine dönük tasavvurlarının büyüklüğü görülmüyor mu?

Ne dersiniz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.