Yolun kenarına çekilmiş siyah bir limuzin...

Onun içinde büyük bir patron olduğu görünüşünden anlaşılan bir kişi ve dışarıda motor kaputu açılmış limuzinin motoruna bilinçsizce bakan, çaresizlikten yüzü kıpkırmızı olmuş, üniformalı başı kasketli bir şoför...

Arkadan çok eski bir model A tipi Ford marka otomobille gelen çiftçi görünümlü adam otomobilden iner ve yardım edip edemeyeceğini sorar bakar ki işin içinden çıkamayacak, kendi arabasıyla limuzini kasabaya kadar çekmeyi teklif eder.

Bir sigara içimlik diye tarif ettiği yol 15- 20 km. yi bulur ve tamircinin önüne kadar getirir.

Adam hem çiftlikle uğraşmakta hem de kasabanın posta idaresinde mektup dağıtmaktadır.

Limuzindeki şoför iner ve patronun verdiği çeki adama uzatır fakat adam çeke bakmadan iter eliyle;

"Şu üç günlük dünyada ahbap ahbaba yardım etmezse dünyanın hali ne olur der ve uzaklaşır oradan."

Aradan bir süre geçer. Çiftçi bir gün evine döndüğünde yolun kenarına park edilmiş son model bir otomobil görür ve kimin geldiğini görmek için yaklaşır. Otomobil boştur, yalnız direksiyona iliştirilmiş, üzerinde kendi adı yazılı bir kart bulunmaktadır. Kartta:

“Ahbap, duydum ki Ford araban tamir edilemeyecek durumdaymış. Bu arabayı sana armağan ediyorum. Şu üç günlük dünyada bir ahbap, bir ahbaba yardım etmezse bu dünyanın hali ne olur.”

Bu sözlerin altın şu imza vardır: Henry Ford