Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Evrensel Atatürk Çin’de

İnsanlık ailesinin yetiştirdiği en büyük liderler arasında yer alan ATATÜRK için bütün dünya milletlerinin yürekten takdir, hayranlık ve saygı duygularıyla bizim heyecanımıza ortak olduklarını görmek insana çok büyük mutluluk veriyor.

Haber Giriş Tarihi: 10.07.2017 10:26
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
yalovamiz.com
Evrensel Atatürk Çin’de

***

Yıllar evvel, Türkiye’den bir heyet ticarî ilişkileri geliştirmek için Uzak Doğu’ya bir tur düzenliyor. Vietnam’da büyük şehirlerden birinde bir mola veriliyor. Yemek için bir lokantaya giriliyor. Siparişler verilip yemekler yenilirken, kendilerine hizmet eden yaşlı garson, bizimkilere hangi dilden konuştuklarını soruyor. Bizimkiler de, “Türkçe “ diyorlar.

"Türkçe" ve "Türk" sözünü duyan garson, hemen “Mustafa Kemal Paşa” diyor. Bizimkiler şaşırıyor. Garson heyecanla anlatıyor.

“Küçüktüm. Bir gün babam, eve eski bir gazete getirdi. Gazetede Mustafa Kemal Paşa’nın düşmanları ülkesinden nasıl kovduğu, ülkesini geliştirmek için neler yaptığı yazılıydı. Bir de resim vardı gazetede…  Babam hem anlattı, hem de resmi gösterdi. Çok etkilendim. Ertesi gün okula giderken gazeteyi de götürdüm. Okul arkadaşlarıma hem babamın anlattıklarını hem de gazetede okuduklarımı anlattım. Bunun üzerine, okul arkadaşlarım gazetedeki Mustafa Kemal Paşa’nın resmini almak için üzerime saldırdılar. Kavga ettik. Ama resmi vermedim. Yüzümdeki yara izi o günden kalmadır.”

***

1923 yılında, daha sonra İngiliz krallık tahtına oturacak olan Edward, Hindistan’ı veliaht olarak ziyaret etmektedir. Top ve trampet sesleri arasında bir savaş gemisinden iner. Ama kendisini karşılayanlar, sadece birkaç mihrace ile birkaç yerli görevlidir. Alışılmışın tersine, halk ortalarda yoktur. Halkın bu ilgisizliğine çok üzülür ve babasına bir mektup yazarak sorar:

"Acaba bu durum, Gandi’ nin düzenlediği bir aşağılama gösterisi midir?"

Babasının verdiği cevap, Mustafa Kemal Paşa’nın nasıl göründüğünün ve öneminin açıklamasıdır:

"Hayır! Bunun nedenini Mustafa Kemal’in açtığı Kurtuluş Savaşı’nda aramak daha doğru olur..."

***

Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, İsviçre’de büyükelçidir. Hindistan’ın genç elçisi de Gandi’nin sağ kolu olan Desai’nin oğludur. Arkadaş olurlar. Ve Hintli diplomat, ona bir anısını anlatır:

"Okuldan eve her dönüşümde babam beni yanına çağırır ve ne öğrendiğimi sorardı. Ben de okuduğum derslerle ilgili olarak kendisine bilgi verirdim...

Sık sık şöyle derdi: ‘Bir insan olarak bu derslerden yararlanmak elbette ki gerekir. Fakat bir Hintli olarak muhtaç olduğun en büyük ders, Türkiye’ nin Kurtuluş Savaşı tarihidir. Şimdi yanımda otur, onu da sana ben anlatayım..."

***

Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin YALMAN, uzun gezilerinden birinde İngiliz Guyana’sına uğrar ve orada bir yerli ile arasında şu konuşma geçer:

"Siz hangi millettensiniz ?"

"Türküm."

"Öyle ise dost ve hatta kardeş sayılırız."

"Neden? Müslüman mısınız ?"

"Hayır, Hıristiyan’ım. Fakat bağımsızlığına susamış bir Guyanalı Hıristiyan’ım ve birçok yurttaşım gibi, sizin kurtuluş mücadelenizin hayranlarındanım. Günün birinde, biz de büyük önderiniz Mustafa Kemal’ in açtığı yoldan yürüyeceğiz..."

***

Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, Brezilyalı bir diplomat arkadaşının, kendisine ATATÜRK ile ilgili olarak şunları anlattığını yazar:

“Biz Güney Amerika’da Türk denince bir zamanlar memleketimize göçmen olarak gelmiş satıcılardan başka kimseyi anlamazdık. Sizin millet olarak büyüklüğünüzü, şeref ve değerinizi ancak Mustafa Kemal adı işitildikten sonra takdir imkânı bulduk.”

***

Bangladeş'in millî şairi Kazı Nasrul İslâm'ın 1921'de kaleme aldığı destansı şiir "Kemal Paşa" bugün okullarda okutuluyor.

ATATÜRK' ün vefatından 4 ay sonra Feni'de yerli halkın kendi tasarruflarıyla kurduğu "Mustafa Kemal Lisesi" hâlâ ayakta...

***

Çin- Shanghay’de Shen Bao isimli bir gazete yayınlanmaktadır. Bu gazetenin 12 Kasım 1938 tarihli sayısında “Kemal’i Anarken” başlıklı bir yazı yayımlanır. Bu yazının bir bölümü şöyledir:

"Yeni Türkiye'nin kurucusu Kemal önceki sabah vefat etmiştir. Yaşamı boyunca elde ettiği ve bütün dünya tarafından bilinen başarılarını burada tekrar etmeye gerek yoktur. Burada anlatmak istediğimiz konu, O'nun, 1’inci Dünya Savaşı sonrasında gerçekleştirdiği direniş savaşının ardından yeni bir devlet kurmasıdır. Bu noktada, bizi yüreklendiren ve ders çıkartmamız gereken birçok husus bulunmaktadır. O'nun verdiği savaşın başarı ile sonuçlanması, bizim Japon Savaşı'nda mutlaka galip gelmemize dair güvenimizi artırmaktadır. Çünkü biliyoruz ki, Türkiye İmparatorluğu 1’inci Dünya Savaşı'ndan sonra dağılarak paramparça olmuş, dış emperyalistlerin etkili tacizine maruz kalmıştır. Zamanın emperyalistleri galip olmanın verdiği kibir ile Türkiye'yi esir almışlardır.

"…Kemal'in, Yunanistan'ı savaşta yenmesinin son derece zor bir süreç olduğunu ve aynı zamanda biz Çinlileri de cesaretlendiren ve güvenini artıran bir başarı olduğunu biliyoruz. Türk ordusu, Yunanistan ile savaşa başladığında birbiri ardına yenik düşmüş ve birçok önemli şehrini düşmana terk etmiştir. Aynı zamanda Türkiye'nin de bizim gibi deniz kuvvetlerine sahip olmayışı, kıyı bölgelerindeki çarpışmalarda askeri açıdan son derece dezavantajlı duruma düşmesine yol açmıştır. Bu nedenle, Türkiye'nin Yunanistan ile savaşta tek avantajı düşmanı iç bölgelere çekerek kara savaşı yapmasıdır. Uzun süreli karada yapılan direniş savaşını takiben Yunan ordusunun yorgun düştüğünü gören Kemal, bütün gücüyle püskürme harekatına girişmiş ve ülke topraklarının büyük bölümünü geri alabilmiştir."

"1922 yılı Eylül ayına gelindiğinde Yunanistan'ın, Türkiye'deki tek askeri varlığı olan İzmir de Türk ordusunca geri alınmıştır. Bu nedenle, bizim (Çinlilerin) Japonlara karşı direnişimizin kararlılıkla değişmeden sürdürülmesine inancımız artmaktadır. Geçici olarak bir şehrin veya bölgenin düşmanın eline geçmesi hiç önemli değildir. Bizim (Çinlilerin) direnişimiz tıpkı Türkiye gibi olacak ve düşmanı kovacağız. Şimdi Kemal'i anmamız, aslında bu düşünce ve inancımızı kuvvetlendirmek ve Türkiye'yi kendimize örnek almamız halinde ancak anlamlı bir hareket olacaktır."

Şüphesiz bu yazı, Atatürk’ün Çin üzerinde nasıl bir etki ve örnek oluşturduğunun göstergesidir.

***

Çin’de Atatürk üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Hu Zhenhua, “Milliyet Kültürleri Araştırmaları” adlı kitabının son bölümünü ATATÜRK’ e ayırmıştır.

Onun ATATÜRK hakkındaki söylediklerini hatırlamakta yarar vardır:

''Çin'de Mustafa Kemal ATATÜRK' ü bilmeyen lise öğrencisi hemen hemen hiç yoktur. Çünkü bizim ülkemizde yıllardan beri lisede mecburi ders kitabı olarak okutulan Yakınçağ ve Çağdaş Dünya Tarihi kitabı, Mustafa Kemal ve onun önderliğindeki Türk devrimini de içermektedir. Hatta kitabın ilk sayfasında Lenin ve Gandhi' yle birlikte ATATÜRK' ün de portresi bulunmaktadır. Kitabın içinde de ATATÜRK' ün kara tahta başında yeni harfleri öğretirken resmi vardır.''

***

Çin'de okutulan lise ikinci sınıf tarih kitabında ATATÜRK şu sözlerle yer almaktadır.

"Birinci Dünya Savaşı ile yenilen ülkeler arasında bulunan Türkiye, savaştan sonra emperyalist ülkelerin istila ettiği hedef bir ülke oldu. Ülkelerini kurtarmak için, Türk Halkı, önderi ve yurtsever komutanı olan Kemal ATATÜRK ile ülkelerinin bağımsızlığını kazanmak için çalışıyorlardı. M. Kemal liderliğindeki yurtsever grup, padişahtan ayrılarak, Nisan 1920'de milli bir hükümet kurdu. O yıl Ağustos'ta padişah, ittifak devletleriyle Sevr Anlaşması'nı imzaladı ve böylece Türkiye, İngiltere, Fransa ve İtalya'nın yarı sömürgesi oldu.

Uzun süren bir savaştan sonra, M. Kemal hükümeti 1922 yılında İngiltere'den destek alan padişahın ordusunu ve işgalci Yunanlıları yendi ve 1923 yılında ittifak devletleri ile Lozan Anlaşması'nı imzaladı. Lozan Anlaşması'nda Türkiye'nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü kabul edildi. Yabancı ülkelerin Türkiye üzerindeki egemenlikleri ve ekonomi üzerindeki özel denetim hakları ortadan kaldırıldı. Ayrıca, boğaz bölgesinin tarafsızlaştırılması kabul edildi.

Milli bağımsızlığı kazandıktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve M. Kemal Birinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Daha sonra M. Kemal bazı demokratik reformlar uyguladı. Siyasi olarak padişahlık sistemine son verdi. Din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı. Ekonomik alanda önlemler aldı. Kültür ve eğitim alanında laik eğitimi geliştirdi ve harf devrimi yaptı. Arap alfabesinin yerine Latin alfabesini getirdi. Sosyal olarak tüm eski kötü alışkanlıkları ortadan kaldırdı. Bu türlü yenilikler ülkenin bağımsızlığını kuvvetlendirdi ve halkı tekrar diriltecek yola girmesini sağladı.

Kemal devrimi başarılı bir devrimdir. M. Kemal devrimi Osmanlı İmparatorluğu'nun yüzlerce yıl süren derebeylik sistemini bitirdi ve Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açtı."

***

Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisi Song Aiguo, diyor ki:

"Kurtuluş Savaşı kolay kazanılmadı. Kahraman Türk halkının başında Mustafa Kemal gibi bir deha olmasaydı, Kurtuluş Savaşı bu şekilde kazanılamazdı bence... Mustafa Kemal Paşa, ezilen milletler için örnek bir kahramandır. Çin de, 1920'lerde bir arayış içindeydi. Biz de Kemalizm gibi bir devrim yapalım diyorduk, olamadı. Büyük ATATÜRK' ün eskiden beri Çin'de özel bir yeri vardır, onun adı söylenince akan sular durur. 19949'da Çin Halk Cumhuriyeti kuruldu, rejim değişti ama yeni rejimin ilk ders kitabında Mustafa Kemal'in resmi ve yazısı yine yer aldı. ATATÜRK, bütün dünya milletlerine örnek olmuş bir dâhidir."

***

Yazıya başlarken kullandığım ifadeyi bir kere daha yazacağım:

İnsanlık ailesinin yetiştirdiği en büyük liderler arasında yer alan ATATÜRK için bütün dünya milletlerinin yürekten takdir, hayranlık ve saygı duygularıyla bizim heyecanımıza ortak olduklarını görmek insana çok büyük mutluluk veriyor.

AHMET AKYOL, YALOVA, 10 Temmuz 2017

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.